“14 Şubat, erkek egemenliğinin iki yüzlülüğüdür”
<!– @page { margin: 2cm } P { margin-bottom: 0.21cm } –>
DÖRT DUVAR ARASINDAN SOKAKLARA TAŞAN ÇIĞLIKLAR, SÜSLÜ HEDİYE PAKETLERİ İLE SUSTURULAMAZ!
Kırmızı güller, pırlantalar, günlerce televizyon ekranlarında dönen reklamlar, kırmızı kalpler ve güllerle bezendirilmiş vitrinler, sevgiliye, eşe, arkadaşa alınacak hediyenin stresi… Hepsi 14 Şubat Sevgililer Günü için…
Kapitalizmin insanlığı çılgınca bir tüketime yönlendirdiği günümüz dünyasında, sermaye sahipleri yeni pazarlar yaratabilmek için, her türlü yöntemi mübah görmektedirler. Bu nedenledir ki; neredeyse senenin her gününü, bu tüketim çılgınlığına hizmet edecek tarzda isimlendirmekteler. “Sevgililer Günü”, “Anneler Günü”, “Babalar Günü”, “Dul Kadınlar Günü”, vb. vb. Yoksul halk için, bir kez daha sömürü ve insani duygularının çalınması anlamına gelen böylesi günler, insanın insanca yaşayamadığı, insan olmasının gerektirdiği haklarının ayaklar altında çiğnendiği bir dünyada, nasıl bir anlam taşıyabilir ki?
Egemenlerin çıkar savaşlarının bir parçası olan bu durumda da en fazla kullanılmaya çalışılan kadınlardır. Çünkü renkli hediyeler ve süslü birkaç sözcükle uyutulmaya çalışılan kadınların uyanmasının, hak arayacak bilince ulaşmasının ve örgütlenmesinin egemenler için ne büyük bir tehlike oluşturduğunu tarih defalarca ispatlamıştır.
Günümüzde Dünya’nın her yerinde emperyalizmin hapishanelerinde ve saldırganlık savaşlarında, kadına yönelik cinsel taciz ve tecavüz devlet politikası olarak devam etmektedir. Bu politikanın yansıması olarak ev içi şiddet, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde dahi korkunç boyutlara ulaşmıştır. Dünya’da her 3 kadından biri şiddete maruz kalmakta ve Dünya nüfusu dikkate alındığında bu oran, 1 milyar kadının şiddet gördüğü anlamına gelmektedir. (ki bu veri sadece fiziksel/cinsel şiddeti içermektedir) .. Kadınlar Dünya’nın her yerinde en yakınları ve en sevdikleri erkekler tarafından namus, kıskançlık, cinnet vb. nedenlerle katlediliyorlar. Katliamların %70’i kadının eski eşi, eşi veya sevgilisi tarafından gerçekleştirilmektedir. Kadınlar, meta olarak görülüp alınıp satılmakta, bedenleri üzerinden rant sağlanmakta, fuhuş, sistemin en önemli gelir kaynağı olmaya devam etmektedir.. Sistemin en önemli iletişim araçlarından medya, yaptığı programlarla cinsiyetçi önyargıları yineleyerek, şiddeti magazinleştiren, pornografiyi üreten yayın anlayışıyla kadınları aşağılamaya ve kadınlara yönelik suçların artmasını körüklemeye devam etmektedir. Diğer yandan kadınlarınn yüz yıllardır mücadelelerle elde ettikleri haklar, ekonomik krizler ve işsizlk bahanesiyle teker teker geri alınıyor. Eşit işe eşit ücret yasasına rağmen, erkek egemen sistemin yüklediği misyondan kaynaklı, kadınlar yedek ve ucuz iş gücü olarak kabul edilmeye devam ediyor. Kadının ev içi emeği, hala görünmeyen emek olarak sürdürülmekte. Tüm bu gerçeklikleri “Sevgililer Günü” adı altında verilen hangi hediye gizleyebilir, veya hangi hediye kadına bu gerçekleri unutturabilir??
14 Şubat; erkek egemen sistemde kadınların ikinci cins insan olarak görüldüğünün, kadının yaşamı boyunca hemen her gün maruz kaldığı şiddet türevlerinin, süslü hediyelerle, birkaç sahte güzel sözcükle maskelenmeye çalışıldığı günün adıdır. Ama nafile… Çünkü artık kırılan kol yen içine sığmıyor… Çünkü artık dört duvar, kadının çığlıklarını hapsedemiyor. Çünkü artık SUSMUYORUZ!!! Artık dört duvar arasına hapsedilmeye çalışılan çığlıklar, sokaklardaki haykırışlarla bütünleşiyor.
Bu nedenledir ki; emekçi kadınlar olarak, mücadele ile kazanılmamış hiçbir günü kabul etmiyoruz ve bundan böyle 14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ’nü, erkek egemen sistemin iki yüzlülüğünü teşhir etmek için eylem gününe dönüştüreceğimizi ilan ediyoruz.
YENİ KADIN