8 Mart Kadın Platformu’ndan çağrı “4 Mart Pazar günü Bakırköy’de buluşuyoruz!”
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşırken İstanbul’da aralarında Yeni Demokrat Kadın’ın da olduğu kadın kurumlarının oluşturduğu 8 Mart Kadın Platformu, 4 Mart Pazar günü Bakırköy’de gerçekleştirecekleri miting için basın toplantısı düzenledi. Kadınlar “Kadın bilincimizle her türlü gerici erkek egemen cinsiyetçi, şovenist, heteroseksist saldırılarınıza geçit vermeyeceğiz, demek için 4 Mart’ta Bakırköy Cumhuriyet meydanındayız” dedi.
Aralarında Yeni Demokrat Kadın’ın da olduğu kadın kurumlarının oluşturduğu 8 Mart Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü mitingi için 4 Mart Pazar günü saat 11.00’de Dikilitaş’ta buluşacak. Miting öncesi İHD İstanbul Şubesi’nde buluşan kadınlar bir basın toplantısı düzenleyerek OHAL’e, savaşa ve cinsiyetçiliğe karşı Bakırköy’de buluşmaya çağırdı.
“Tarihsel deneyimlerinden öğrenmeye devam etmek için bir arada olmaya çağırıyoruz”
Kadınlar adına açıklama yapan Demet Koca “8 Mart’ın 161. Yılında dayanışma içerisinde, bütün kadınları, binlerce kadın dokuma işçisinin 1857 yılında bedenleriyle yaktıkları meşaleyi, yarınlara taşımak ve tarihsel deneyimlerinden öğrenmeye devam etmek için bir arada olmaya çağırıyoruz” dedi.
“Doğanın, insanların, bir bütün katledildiği, katledemediğini ya da biat ettiremediğini hapishanelere doldurulduğu, geleceğimizin gerici politikalarla karartıldığı bu dönemde, Efrin’e yönelik işgal saldırısı da ülkede en çok kadınları etkilemektedir” diyen Koca açıklamayı şu şekilde sürdürdü:
“Emeğimizi yok sayan politikalarınızı direnişimizle görünür kılmaya devam edeceğiz!”
“Gücünü kadınların ve toplumun örgütsüzlüğünden alan devlet, dini kendisinin savaş aracına dönüştürerek diyanetin fetvalarını kadına yönelik “politikalarında” şiar edinen egemenlerin saldırı noktalarından bir tanesi de kadın bedeni olduğu için,
Kadınların büyük öfkesine neden olan çocuk istismarı, hükümet tarafından istismar edilerek, zina, hadım ve idam tartışmalarına malzeme yapıldı. Uygulandığı hiçbir ülkede işe yaramayan idam ve hadım, bu kapsamlı saldırı ve sorunun karşısına çözüm olarak önümüze getirildiği için,
İşyerinde tacize karşı sesini yükselten kadınlar, “performans düşüklüğü” gerekçe gösterilerek işten çıkarılıyor. Böylece diğer kadınlara gözdağı veriliyor. Grev hakkını kullanmak isteyen işçilere de Ohal bahane edilerek yasak getiriliyor, mücadelenin önü kesilmeye çalışılıyor. Kadınların, tüm toplumsal baskılara ve işten atılma riskine karşın sesini yükseltmesi, tacizin artık tahammül edilemez boyuta geldiğinin de bir ifadesi aynı zamanda. Yedek iş gücü olarak görülen kadınların evde yaşamda emekleri yok sayılmaya devam edildiği için,
Kadınların çok büyük kısmının en yakınındaki erkekler tarafından şiddet gördüğü ise herkesin bildiği bir gerçek olarak kadın düşmanı politikaların ispatıdır.
Güvenlik güçleri kadınları korumak yerine şiddet uygulayan erkekle kadın arasında “arabuluculuk” rolü oynuyor. Şiddet vakaları ölümle sonuçlanmadıysa çoğu kez ‘basit yaralanma’ şeklinde tutanaklara geçirildiği için,
Erkek egemen devlet kadınlara ve çocuklara karşı işlenen bütün suçlarda erkeği koruyan bir anlayışıyla ya hiç yargılamıyor ya da ceza indirimleri uygulayarak kadına ve çocuğa yönelik suç işleyenleri koruyup kollayarak ödüllendirildiği için,
Uzun süredir ülkeyi OHAL, şiddet ve savaş politikalarıyla yöneten hükümet, üç kuruş daha fazla kazanabilmek için günde 3-4 saat uykuyla işe gidip gelen kadınların canından, kanından ve cebinden sürekli fedakârlık talep edildiği için,
Ücretlere artış yapılmadığı gibi maaşlar daha cebe girmeden erimiş olduğu için,
Kısacası “fedakârlık” , “milli birlik” diyerek kadınlardan alın terlerini, çocuklarını, geleceğini istedikleri için,
Biz kadınlar her türden saldırı ve gerici politikalarınıza karşı sessizliği değil çığlığı, biat etmeyi değil direnişi seçiyoruz.
Biz Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak, Pomak, Ermeni vd bütün uluslardan, dinden ya da dilden kadınlar olarak özgürlük ve eşitlik çığlıklarımızı boğmanıza izin vermeyeceğiz. Kadın bilincimizle her türlü gerici erkek egemen cinsiyetçi, şovenist, heteroseksist saldırılarınıza geçit vermeyeceğiz, demek için 4 Mart’ta Bakırköy Cumhuriyet meydanındayız.”