Sarıgazi Yenidoğan YDK’lı kadınlar “işgal şart”
“Ve cellât uyandı yatağında bir gece
tanrım dedi bu ne zor bilmece
öldükçe çoğalıyor kadınlar
ben tükenmekteyim öldürdükçe“
Son zamanlarda kadın cinayetleri hızına hız katarak daha da büyümektedir. En çokta, 10 gün içerisinde 4 kadın cinayeti ile atağa geçen İstabbul Sarıgazi semtinde yaşanan cinayetler konuşulur oldu. Öyle bir hale geldi ki bu durum, artık gazetelerde insanlar okurken, “ Kim bilir ne yapmıştır da ölümü hak etmiştir” gibi, kadın ölümlerini meşrulaştıran cümleler kullanmaktadırlar. Yaşadığımız ve duyduğumuz şeyler elbette ki yeni değil hayatımızın hemen hemen her köşesinde sıklıkla yaşadığımız olaylar ve söylemlerdir bunlar. Esas acı olanı ise bizim bunu kanıksamış ve gündelik hale oturturmuş olmamızdır!
Özgürüm ben!
Sarıgazi Yenidoğan Mahallesi’nde Yeni Demokrat Kadın’larla bir araya gelerek kadın cinayetlerine, yok sayılmaya, tacize, tecavüze ve emeğimizin çalınmasına karşın örgütleniyoruz dedik! Yenidoğan mahallesi genelde Tokat’lı ve alevi çoğunluklu bir mahalledir. Toplantı aldığımız eve ilk gittiğimizde 3–5 kadın vardı tabi önce biraz üzüldük ama sonra kadınların o örgütleyici ve her şeye anda hâkim olma duygusu bir anda devreye girdi. Var olan kadın arkadaşlar telefondan pencereden sokaktan, “Bu mesele benim, senin, hepimizin meselesi” diyerek mahalledeki kadınları toplantıya dâhil ettiler. Konuşmalarımız başladı. Tabi öncesi bir sessizlik, bu sessizlik konuşamamaktan ya da bir şey bilmemekten değil bu sessizlik; devletin eğitim sistemlerinden başlayarak, en küçük kaleleri olan aile birimlerinin; dinin, örfün, geleneğin ve daha sayamadığım kadına “öğretilmiş kadınlığı” bir zehir gibi aşılayan bir bütün etmenlerin öğretmiş olduğu sessizlikti. Şükretmeyi aşılamışlar bize, öncesi herkes kendi sorunlarından bahsetti biraz. Kimisi koca ve kaynana korkusu ile kendini anlatırken sesini kısabildiği kadar kısıyor ki duymasınlar, duymasınlar çünkü bu bile bir dayak ve bir cinayet sebebi olabilir.
Bir ara özgürlük tartışması yürütürken kadın arkadaşlardan bir tanesi özgür olduğu iddia etti. Arkasından bir başka arkadaş hemen sorusunu koydu ortaya tabi, “Kime göre ve neye göre özgürsün” bu soru her şeyi netleştirmişti artık kafalarda, biz henüz özgür değiliz! Orada katledilen kadın arkadaşları anlatırken parlak bir fikir geldi bir arkadaştan, biz de erkekleri öldürelim bizim de namusumuz temizlensin” diyerek biraz atmosferimizi değiştirdi, sonrası mı? Eğer tartışmalara biraz daha devam etseydik Testere filminin serilerini biz devam ettirecektik.
İşgal şart!
Peki ama ne yapmalı? Kadınlarla doyurucu tartışmaların sonucunda artık burada nasıl bir yol yöntem izlememiz gerektiğini tartıştık. Cağaloğlu’nda kadınların yaptığı işgal eylemi çok hoşuna giden kadın arkadaşların çeşitli önerileri oldu. 20 Temmuz’daki eyleme katılacağız elbette ancak Sarıgazi’deki kadın cinayetlerine karşı işgal fikri üzerinde durduk. Mesela, hemen her eylemde hedef haline gelerek adeta ‘yolgeçen hanı’ Sarıgazi Kaymakamlığını işgal etmek gibi. Kaymakamlık, işin esprisi tabi. Ancak hedefimiz büyük! Tabi önerilerin hemen hayata geçmesi için çeşitli tartışmalar yürüttük. Kadınlarımız heyecanlı bir arkadaş işgalde ısrarlı durup durup, “İşgal şart” demekten kendini alamıyordu. Kadınlarımız kararlı bu bölgede artık ne olursa olsun cinayetlere ve kadına zarar verecek en ufak etmenlere sessiz kalınmayacak. Artık görev paylaşımlarımızı da yaptık sıra geldi yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine!
“Ekmaananeettin(!), isminde meymenet yok ki”
Tartışma konusu ilk etapta CHP’nin cumhurbaşkanı adayının zor telaffuz edilen ismiyle Ekmelettin İhsanoğlu oldu. Herkesin kafasında bir soru işareti yok değil hani, birçoğu önceden CHP’li olduklarını fakat Selahattin Demirtaş’ı daha yakın bulduklarını anlatırken; birçoğu da ne yapacağını bilmez haldeydi. Bir ara tartışmalar son hız devam ederken bir kadın arkadaş, “ Ekmeleddin’e verelim kötünün iyisidir” derken bir diğeri ise “ Daha ismini bile söyleyemiyoruz, şuna bak ‘Ekmaanettin’. İsminde meymenet yok ki bize faydası dokunsun” şeklinde konuşmalarımız oldu. En sonunda ortak bir karara vardığımızı düşündük ve yalanı, talanı, katliamları yapanları ellerimizle seçmeyecek sisteme yedeklenmeyecek boykot edeceğiz!