Güncel

Deniz Fırat’ı kadın objektifimizde yaşatacağız!

Devrimci, demokrat, yurtsever gazeteciler; emperyalistlerin ve ona uşaklık edenlerin her daim en büyük düşmanlarından biri olarak görülmüştür. Biz bu düşmanlığı, sistemin halka yansıtmak istemediği her olayda ve saldırılarında gördük ve görmekteyiz.

Uzağa, geçmişe gitmeye gerek yok! Dün Roboski Katliamı’nda Kürt halkına ve Pozantı Çocuk Hapishanesi’nde çocuk tutsaklara, Gezi İsyanı’nda halka yönelik saldırıları, baskıları haberleştiren özgür basına yönelik düşmanlığı gözlerimizle gördük, yazdık, çizdik…

Bugünse Ortadoğu’da kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere halkların emperyalistler ve onların yerli işbirlikçisi çete ve terör örgütleri tarafından uğradıkları zulmü, kamerası ve kalemiyle yansıtan basın emekçisi Deniz Fırat’la gördük, egemenlerin özgür basına düşmanlığını!

 

Deniz’in kalemi, kalemimizdir!

Ortadoğu’da Hitler’le yarışan IŞİD çetesi, diktatörlüğünü ilan etmiş ve onun bu diktatörlüğü de emperyalizme hizmet eden bütün ülkelerce destek görmüştür. Bugün bu çeteleri besleyenlerden biri de gerek lojistik gerek “manevi” desteğini esirgemeyen, IŞİD’in “kitleleri barındıran bir örgüt” olduğunu iddia eden TC devletidir. Rojava’ya ve Kobanê’ye destek için sınıra yürüyenlere, basın açıklaması/yürüyüş yapan devrimci, demokrat, yurtsever güçlere barikat kuran, hendek kazan TC devleti, sınırın kapılarını IŞİD çetelerine gönderdiği mühimmat ve gıda dolu tırlara açmıştır.

Bugün yardımlarla beslenen bu IŞİD çetesi, Ortadoğu’da halklara, özellikle Kürt halkına, en çok da kadın ve çocuklara düşmanlık ediyor. Halkın ve kadının düşmanı olan bu azgın katil sürüsü, son olarak Şengal’e girerek binlerce Êzidi Kürdü katletti, kadın ve çocuklara tecavüz ederek bine yakın kadını kaçırdı ve köle pazarları kurarak, buralarda insanlığı satışa sundu.

IŞİD yaptığı bütün bu katliamları, kendine destek veren katil devletlerle işbirliğini gizlemek amacıyla gazetecileri de hedefine alarak Kürt basın emekçisi Deniz Fırat’ı katletmiştir.

Özgür basın mücadelemizin bir parçası olan Deniz’in katledilmesi bizlere geri adım attıramayacak elbette. Aksine onun kalemi ve fotoğraf makinesini kana bulayanlar, şunu bilmeliler ki, bizler onun kalemi ve fotoğraf makinesini yerde bırakmayacağız. Devletin komplo ile tutuklayıp hapishanede tedavisini engelleyerek katlettiği gazeteci yoldaşımız Suzan Zengin’in kalemini ve fotoğraf makinesini işçi ve emekçilerin mücadelesi için kullanmaya devam ettiğimiz kadar, Deniz’i de özgür basın mücadelemizde yaşatacak, kalemimizi ve makinemizi ezilen halklar ve inançlar için kullanacağız!

Ne TC devleti ne de IŞİD’in gücü bu dayanışmadan güçlü olamayacak ve Suzan’ı da, Deniz’i de kadın mücadelemizde, kadın kalemimizde ve kadın objektifimiz de yaşatmaya devam edeceğiz!

 

Özgür Gelecek Gazetesi Kadın Basın Emekçileri

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu