İŞKUR Önünde Kadınlardan Eylem
Kadın Emeği Platformu, 15 tarım işçisi kadının iş cinayetinde yaşamını yitirmesini protesto etti. Devletin bu cinayetlere davetiye çıkarmasını ve güvencesiz çalışma koşullarını İstanbul Çalışma ve İş Kurumu önünde protesto eden YDK’nın da içinde yer aldığı kadınlar, 2014’ün ilk 10 ayında 64’ü tarım emekçisi olmak üzere 101 kadın emekçinin yaşamını yitirdiğini belirtti.
Kadın Emeği Platformu, Isparta’nın Yalvaç ilçesinde mevsimlik tarım işçisi15 kadının hayatını kaybetmesi üzerine iş cinayetlerinde yaşamını yitiren kadınlar için basın açıklaması düzenledi. Tophane’de bulunan İstanbul Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü önünde bir araya gelen kadınlar, “Evde işte sokakta ölmek istemiyoruz” pankartı açtı. “Sendika sigorta 7 saat işgünü”, “Tarım işçisi kadınlar iş yasası kapsamına alınsın” dövizlerini taşıyan kadınlar sık sık, “İş kazası değil iş cinayeti”, “Kadınlar ölüyor devlet koruyor” sloganları attı.
“Gezici mevsimlik tarım işçiliğinde ise sosyal güvenceden yoksunluk dışında, ulaşım, barınma, beslenme, temiz içme suyuna ulaşım, hijyen gibi konularda ciddi sıkıntılar yaşanıyor”dedi.
“Kayıt dışılık, cinayetlere kapı aralıyor”
Kadınlar adına basın açıklamasını okuyan Neslihan Karatepe, Türkiye’de kadın istihdamının yüzde 48’inin kayıt dışı olduğunu ve kadınların büyük çoğunluğunun tarım sektöründe kayıt dışı çalıştığını belirterek, “Kayıt dışı çalışan kadınlar iş kanunu dışında kalıyor. Gezici mevsimlik tarım işçiliğinde ise sosyal güvenceden yoksunluk dışında, ulaşım, barınma, beslenme, temiz içme suyuna ulaşım, hijyen gibi konularda ciddi sıkıntılar yaşanıyor” dedi.
“10 ayda 101 kadın işçi hayatını kaybetti”
2014 yılının ilk 10 ayında 64’ü tarım emekçisi olmak üzere 101 kadın işçinin hayatını kaybettiğini dile getiren Neslihan, “İşçi cinayetine kurban giden kadınların tamamı güvencesiz ve güvenliksiz koşullarda ve ucuz işçi olarak emeği gasp edilerek çalışıyordu. Yalvaç’ta yaşanan cinayetle kadınlar ancak kendi ölümleri ile mevsimlik tarım işçisi kadınların içinde bulundukları insanlık dışı çalışma koşullarını görünür kılabildiler” diye konuştu.
“Kadınları kayıt dışına iten sisteme karşı isyandayız”
Neslihan, Yalvaç’ta yaşanan cinayetin asli ve tek failinin erkek egemen kapitalist üretim sistemi olduğunu vurgulayarak, “Onun şahsında iş cinayetlerine, eşitsiz çalışma koşullarına, cinsiyetçi işbölümüne karşı hiçbir ciddi önlem almayan AKP iktidarıdır. AKP iktidarının vahşi sömürü koşullarını kollayan, kadını değersizleştiren ve aile içine hapseden, çıkardığı çalışma yasalarıyla kadın emeğini en ucuz, en güvencesiz hale getiren ve kayıt dışına iten ekonomi politikalarına karşı isyandayız” diye konuştu.
Neslihan, iş cinayetlerinin yaşanmaması için taleplerini de şöyle aktardı: “Kadın örgütlerinin sendikaların mevsimlik işçi dernekleriyle bir araya gelerek denetim ve rapor mekanizması kurulması, tarım işçisi kadınların çocukları için bakım merkezleri ve eğitim merkezleri açılmalı, TÜİK tarafından düzenli istatistiklerin tutulması, taşınma sorununun giderilmesi için bedava sağlıklı taşınma hizmeti verilmeli”
Polis, çocukları yönlendiriyor, eylemleri hedef gösteriyor
Polisler basın açıklamasında yoğun önlem alırken(!), eylem esnasında polislerle birlikte gelen evsiz çocukların da polis kalkanları önünde durarak açıklamayı yaptırmamaya çalışmaları ise dikkat çekti. Çocukların, eylem yapan kadınlara her sözlü sataşmasına polislerden teşvik gülücükleri gelirken, eylem sonrasında çocukların “Yalan, yalan” şeklinde tezahürat yapması ve kadınlara “Siz polislere taş atıyorsunuz” demesi ise polis yönlendirmesinin muhtemel olduğunu ortaya koydu. Sokakta yaşayan çocukların polislerle iç içe yaşaması ve yaşamlarının hemen her anında devlet yönlendirmesine açık olduklarını da düşünecek olursak, bu ihtimalin daha da kuvvetlendiğini görürüz.
