Cinsel şiddete karşı öfkemizi örgütleyelim!
İzmir: Konferansın yaklaşması ile birlikte hazırlıkların hızlandığı süreçte bizler de atölye çalışmalarını sürdürüyoruz. Kadınların İstanbul’a gitmesi için yaptığımız hazırlıklar, konferansın duyurulması çalışmalarının yanı sıra konferansın daha nitelikli geçmesi için politik çalışmalarımıza devam etmenin ısrarı ile atölye çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bugünkü atölyemizde “Kadın beyanı esastır, aksini ispatlama yükümlülüğü erkeğe aittir” ilkesi üzerine verimli tartışmalar yürüttük. Kadının beyanının esas alırken, kadın kimliği üzerinden yaratılan erkek egemen bir algının sonucu olarak açığa çıkan güvensizliğin zihinlerde yarattığı “kadın ya yalan söylüyorsa?” sorusunu tartıştık. Beyanın aslında tüm buralara hapsedilemeyecek, kadını koruyan bir ilke olduğu vurgusu ile devam ettik. Ve aynı zamanda kadın beyanı ile işletilen süreçte karşımıza çıkarılan “masumiyet Karinesi”nin bizim hukukumuzdaki yerini konuştuk. Ezilen, ötekileştirilenin olduğu bir yer de masumiyet karinesinden bahsedilemeyeceğine değindik. Atölye boyunca “Kadın beyanı esastır, aksi ispat hükümlülüğü erkeğe aittir” başlığında “Esas mı, doğru mu”, masumiyet karinesi”, “ispat yükümlülüğünün hukukta yeri, tersine çevrilmesi durumu” gibi bir dizi başlık üzerine tartıştık.
İsyanımızın adı Özge Can’dır
Bugün aynı zamanda “Cinsel şiddete karşı kadın konferans”ımız için açtığımız standın adı Özgecan oldu.
Ajitasyonlarımızla neredeyse her gün kadınların maruz kaldığı cinsel şiddete dikkat çekerek Özgecan’ı katleden erkek egemen zihniyetin hesabını ancak kadınların soracağına değindik. Ve kadınlara cinsel şiddete karşı örgütlenmeye çağrı yaptık.
Konferans bildirilerimizi ajitasyonlar eşliğinde dağıtarak konferansa çağrı yaptık.
Bildiri dağıtımı sırasında yaptığımız çağrıda “cinsel şiddet” kavramını duyan her kadının cümlesinde Özgecan vardı. Katledilen Özgecan’ın isyanı kadınların zihnine öfke olarak kazınmıştı. Standımıza gelen kadınlar,”imza mı topluyorsunuz, yapılacak başka bir şey var mı” vb sözleriyle bir şeyler yapmak istediklerini dile getirdi. Kadınların “bıçağın kemiğe dayandığı” o anı yaşadıklarını ve artık bir şeyler yapmak istedikleri çok açık. Erkekler de standa gelerek “imza topluyorsanız bizde destek verelim” ya da “biz de bu konferansa gelmek istiyoruz” vb sözleri dikkat çekti.
Öfkemiz derya gibi kabarmakta bugün. Öfkemizi örgütlü bir güce dönüştürmek için konferans çalışmalarımıza daha fazla sarılalım.