YDK dergisi yeni sayısı çıktı!
Dergimizin Yaz-Güz dönemini kapsayan 3. sayısı çıktı. Biz’den bir dosya konusu ve gündeme ilişkin değerlendirmelerimizi içeren yeni sayımızın, bu ufak gecikmemizi telafi edeceğine inanıyoruz. Bu sayıda kendimizi tanıdığımız/tanımladığımız bir dosya konusu hazırladık: “Kadın tatil kampları”
Yoğun tartışmalarla tamamladığımız 3. kadın kampımızın ardından biriktirdiğimiz çok şey vardı. Kadınların birbirinin kurdu olduğunu her fırsatta ilan edenlere inat, bu kampta da kendimizi ve birbirimizi daha yakından tanıdık. Kendimizi tanıdıkça daha çok tartıştık, tartıştıkça yeni farkındalıklar yakaladık. Kadın mücadelesinin hayatımızın neresinde olduğunu, bizim kadın mücadelesinin neresinde olduğumuzu sorguladık.
“Kadınlık hallerimizle yüzleşerek özgürlüğün tadına vardığımız bu kamplar bizim için neden önemli?”, “Neden bu alanlarda kendimizi daha rahat ifade edebiliyoruz”, “Kamplarda yürüttüğümüz tartışmalarda hangi ilkeleri esas alıyoruz?”, “Tartışırken, paylaşırken sınırlarımızı nasıl koruyoruz?”, “Kamplarda ortaya çıkan ortak kadınlık deneyimlerimiz neler?”, “Bu ortaklığımızı nasıl bir güce dönüştürebiliriz?”…
Dergimizde bütün bu sorulara yanıt olmaya çalıştık. Her sayımızda olduğu gibi kendi hikayelerimizi de mümkün olduğunca paylaştık. Tartışmalarımızın tamamını aktarmak mümkün olmasa da, her üç kampın değerlendirmelerini özetin özeti şeklinde kadınlara taşımaya çalıştık. Bununla yetinmedik elbette, en “özel” alanlarımızı açtık bu sayıda. Duygusal ilişkilerde karşılaştığımız erkekliğin foyasını meydana çıkardık; en “dokunulmaz”ımıza, cinselliğimize dokunduk bu kez. Heteroseksüel feminizme ilişkin iki polemik yazısına yer verdik ; “Netameli Köşe”mizde “kadın devrimi”ni tartıştık.
Devlet faşizmini es geçemezdik!
Elbette ki biz dergimizi hazırlarken devlet faşizmi de boş durmadı. Dergimizi seçim yenilgisi hazmedeyen AKP iktidarının, Kürdistan’da yürüttüğü kirli savaş ve katliamları eşliğinde hazırladık. Bu saldırganlığa inat, devletin katlettiği devrimci kadınların mücadelesini taşıdık.
Suruç Katliamı’nda yitirdiğimiz Hatice Ezgi, Nazlı, Nuray, Ece, Ferdane, Nazegül, Büşra, Ayda Ezgi, Duygu ve Polen’in anısını; Ekin Wan’ın çırılçıplak devrimi selamlayan gülüşünü; sokağa çıkma yasağıyla sindirilmeye çalışılan Cizîr’de, devlet terörüne boyun eğmeyen kadınların 9 günlük direnişini anlattık kendi dillerinden. HDP nezdinde başta Kürt kadınlarına olmak üzere bütün kadınlara dönük saldırılara karşı, “Zulme karşı savaşta BİZ de VAR’ız!” dedik.