“O kadar da değil efendiler!”
Ev İşçileri Dayanışma Sendikası, çalıştığı iş yerinde geçirdiği kaza sonucu ağır yalanan ve vücudunda ciddi kırıklar oluşan ev işçisi Suna Yıldırım’ın durumuna dikkat çekmek için İHD İstanbul Şube’de bir basın toplantısı düzenledi.
“O kadar da değil efendiler! Bu pislik sizin ve biz de toz bezi değiliz. Ev işçisiyiz köle değiliz” pankartının asıldığı toplantıya Suna Yıldırım ile birlikte İHD Çalışma Yaşamı ve Kadın Komisyonu üyeleri katıldı. Toplantıda açıklamayı yapan sendika üyesi Sema Gulaz, devletin ev işçilerini işverenler karşısında güvencesiz bıraktığını belirtti.
Okunan basın metninde olay şu şekilde aktarıldı:
“Ev işçisi Suna Yıldırım’ın başına gelen talihsiz olay, bu meslek alanında çalışanların ne kadar çaresiz kaldığına dair çok acı bir örnek teşkil etmektedir. Bu kaza ev işçilerinin kaderinin sadece işverenin vicdanına bırakıldığının somut bir kanıtıdır. Suna Yıldırım 20 Ekim 2015 tarihinde Bağdat Caddesi Selamiçeşme’de oturan Alev Yağmurcu’nun evini temizlemeye gitmiş, evin iç temizliğini bitirdikten sonra ev sahibinin talebiyle karşıdaki inşaattan seyyar merdiveni ödünç alarak birinci katta bulunan dairenin camlarını dışarıdan silmeye başlamıştır. Merdivende denge sorunu olduğunu sezinleyen Suna Yıldırım işveren Alev Yağmurcu’dan merdiveni tutmasını rica etmiş, korktuğunu belirtmiştir. Alev Yağmurcu ise bu isteğe “Tutamam ben. Hadi sil bitir çabuk” şeklinde yanıt vermiştir. Camların temizliğini bitiren Suna Yıldırım, aşağı inmeye çalışırken dengesini yitirerek işvereninin gözü önünde merdivenle beraber yere düşmüştür. Suna Yıldırım’ın bu kaza sonucunda her iki el ve kol kemiklerinde toplam yedi kırık, kas ezilmeleri ve yüz ile dizlerinde kanamalı sıyrıklar oluşmuştur.
Yerde kanlar içinde el ve kollarını kullanmaktan aciz bir şekilde yatan Suna Hanım’a yardım etmek için bir kat aşağı dahi inmeyen Alev Yağmurcu, yukarıdan bağırarak “Git merdiveni aldığın yere götür bari” demiştir. Alev Yağmurcu ne ambulans çağırmış, ne de Suna Yıldırım’ın hastaneye gitmesine yardım etmiştir. Üstelik Alev Yağmurcu, sigortasız çalıştırdığı Suna Yıldırım’ın günlük yevmiyesi olan 100 TL’nin işin yarım kalması nedeniyle 10 lirasını keserek vermiştir. “Hadi hemen git buradan. Oğlum seni böyle görmesin. Kocan hastanede yatıyor zaten. Orada bakarlar sana. Hiçbir şeyin yok” diyerek, kazazede kadını kan içindeki yüzü ve aşağı sallanan, kullanamadığı kollarıyla bir başına kapısından yollamıştır.”
Ev İşçileri Dayanışma Sendikası işveren Alev Yağmurcu hakkında 3 Kasım günü suç duyurusunda bulunduklarını söyleyerek Çalışma Bakanlığı’na yönelik taleplerini de ifade etti:
“Bu kaza ne ilk, böyle giderse ne de son olacaktır. Ev işçisi olmak kendi evinde temizlik yapmak, ev hanımı olmak demek değildir. Diğer tüm işçi arkadaşlarımız sigortalarının sonucunda sağlık hizmeti almakta ve emekli olmaktayken ev işçileri yok
sayılmakta, en ufak bir sağlık güvencesi ve emekli maaşı olmadan geleceksizliğe itilmektedirler. İsteğimiz bu kazanın bir ev işçisinin yaşadığı son talihsizlik olması, bu meslek dalındaki arkadaşlarımızın artık hepsinin sigortalı olarak iş ve işçi sağlığının sağlandığı koşullarda çalıştırılmasıdır. Çalışma Bakanlığı’nın ve yeni kurulan hükümetin artık ev işçilerinin işçi olduğunu kabul etmesi, bu meslek alanındaki arkadaşlarımızın sağlık hizmeti ve emeklilik sorununu çözmesi zorunludur.
Bu konuyla ilgili Ev İşçileri Dayanışma Sendikası olarak, Suna Yıldırım ile birlikte işveren Alev Yağmurcu hakkında 3 Kasım 2015 tarihinde Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Bu konunun sonuna kadar takipçisi olacağımızı buradan bir kez daha duyuruyoruz.