Kadın kadındır, gerisi babandır!
TÜRGEV’in 20. kuruluş yıldönümü ve Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, kadınların bedenleri, kararları, hayatları üzerinden söz söyleme hadsizliğinde bulunarak bir kez daha kadın düşmanlığını sergiledi. AKP’nin Boşanma Komisyonu raporu ile oluşturduğu önerilerle beraber Erdoğan ve en büyük destekçilerinden Akdağ’ın söylemleri, kadın düşmanlığını katmerli hale getirmeye devam etti.
Ağzı olan konuşuyor!
Erdoğan’ın konuşma esnasında sarf ettiği “Zürriyetimizi artıracağız, neslimizi çoğaltacağız. Nüfus planlamasıymış, doğum kontrolüymüş, hiçbir Müslüman aile böyle bir anlayış içinde olamaz” sözlerine destek Sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından hiç gecikmeden geldi. Akdağ, Erdoğan’ın açıklamalarına işaret ederek “Cumhurbaşkanımızın ifadeleri bizim kültürümüze uygun, bizim inançlarımıza da uygun tavsiyeler niteliğindedir” şeklinde açıklamada bulundu. Yetmedi sezeryan ile ilgili de “kıymetli” düşüncelerini “Gerekmeyen bir sezeryan anne ve çocuk için risktir. Normal yolla doğum yapabilecek bir anneye anestezi veriyorsunuz, cerrahi bir işlemle karnını açıyorsunuz. Zorunluluk yoksa akla ziyan bir iş” şeklinde izah etti. Sonrasında ise Erdoğan’ın açıklamaları ile paralel bir şekilde, yalnız AKP’nin kadın politikasını unutarak (her fırsatta kadınlara üç çocuk yapmayı dayatan Erdoğan değilmiş gibi.. ) “Nüfus planlaması dayatmaya girer, biz buna kesinlikle karşıyız” akıllara zarar sözler sarfetti.
Hadsizlik abideleri iş başında!
Erdoğan ve Akdağ’ın bu açıklamaları ne yazık ki şaşırtıcı olmadı bizim için. Bu açıklamalar kadın olarak kimliğimize tahammülü olmayan eril zihniyetlerinin bir yansımasıdır. Kadınları bir kuluçka makinesi olarak gören, aile kavramı dışında kadın sözcüğünün kullanılmasına dahi tahammülü olmayan, sürekli kadınlara ne giymesi, ne yapması yönünde salık veren bir zihniyetin şahsımıza münhasır iyi şeyler düşünmesi elbette ki beklenecek bir durum değil. Fakat bu hadsizlikleri şaşırtmaya devam ediyor.
Kadınların her gün katledildiği, her alanda şiddete maruz kaldığı, kadın kimliğine, bedenine yönelik saldırıların bu kadar olağanlaştığı bir gerçeklikte bu saldırıları, şiddeti önlemek yerine kadınların kaç çocuk yapacağı, ne giyeceği, nereye gideceği tartışmalarının yapılması tam olarak kadın düşmanlığına tekabül etmektedir.
Daha önce de söyledik, şimdi de söylüyoruz, bedenimizden, kimliğimizden, hayatlarımızdan elinizi çekin. Evlenip evlenmeyeceğimiz, çocuk yapıp yapmayacağımız, yaparsak kaç çocuk yapacağımız, kürtaj olup olmayacağımız, normal doğumu mu sezeryanı mı tercih edeceğimiz bizim tasarrufumuzdur. (Bir YDK’lı)