Güncel

Yayın Buluşması’nda 2. gün: “Yaşıyoruz, yazıyoruz, politika yapıyoruz”

İstanbul: YDK’nın Yayın Buluşması’nın ikinci gününde “Yaşıyoruz, yazıyoruz, politika yapıyoruz” konulu forum ve ardından da YDK dergilerinin değerlendirmeleri yapıldı. “Yazarken neden zorlanıyoruz” sorusu üzerine tartışan kadınlar, yazı yazabilme yöntemlerini konuştular, şimdiye kadar çıkan beş dergi üzerinden değerlendirme yaptılar.

Tarihi avcıların elinden alıyoruz” konulu Yayın Buluşması’nın ikinci gününde (bugün, 26 Haziran) Yeni Demokrat Kadınlar yine İsmail Beşikçi Vakfı’nda buluştular. “Yaşıyoruz, yazıyoruz, politika yapıyoruz” isimli ilk bölümde kadınlar ilk olarak “Yazarken neden zorlanıyoruz” sorusuna yanıt aradılar. Genel olarak bu bölümde yapılan tartışmalar şu şekildeydi:

 

“Hata yapmaktan korkuyorum”

“Yazı yazmaktan kaçınıyorum. Çünkü mükemmel olması gerektiğini, hiç kusur olmaması gerektiğini düşünüyorum yazıda.”

“Hata yapmaktan korkuyorum.”

“Yeterli olmadığımı düşünüyorum. Okuma konusunda eksik olduğu için başkalarının daha iyi yazacağını düşünüyorum.”

“Deneyim şeklinde yazı yazınca daha rahat olabiliyorum. Ama diğer konularda zorlanıyorum.”

“Yazdığım yazıyı yazarken yargılanma korkusu duyuyorum.”

“Çoğu zaman her işi yapayım ama yazı yazmayayım diyorum.”

“Az okuyup az araştırma yapmak da yazı yazmamı engelleyen önemli bir neden.”

“Ben yazı yazmayı aslında seviyorum. Genelde yazılarımı yazdığımda hiç tashihsiz ve anlaşılır yaptığımı düşünüyorum ama yolladığım zaman bir bakıyorum onlarca hata var. Zazaca düşünerek Türkçe yazmaya çalışıyorum. Onun etkisi olduğunu düşünüyorum.”

“Hiç yazmak zorunda kalmadığım için bu tartışmalara yabancıyım ve anlamaya çalışıyorum. Umarım yazmaya başladığımda bu tartışmalar bana yardımcı olur.”

“Yazı yazarken zorlandığımda birlikte tartışma yürütünce bu benim yazı yazmamı kolaylaştırıyor.”

“Yazı yazmak benim açımdan kendimi ifade etme yöntemi.”

“Yazdığım yazıyı, o konuya hakim olduğunu düşündüğüm, fikirlerine önem verdiğim insanlara onaylatma ihtiyacı hissediyorum.”

“Yazıyorum ama hep olmuyormuş gibi hissediyorum, o yüzden de yazmaktan uzak duruyorum.”

“Yazmayı sevmiyorum.”

 

“Sihirli bir değnek yok ama planlı bir çalışmayla başarabiliriz”

Yazarken neden zorlanıyoruz” sorusuna verilen yanıtların ardından kadınlar gerekçelerin kökenine ve yazma yöntemlerine ilişkin konuştular.

Katılımcılardan biri “Aynı soruyu erkekler birbirilerine sorsaydı, genelde dış nedenlerden doğru tartışırlardı. Ama biz kendimizi hemen masaya yatırıp, didik didik ediyoruz” dedi. Bir başka katılımcı “O da onların sorunu, biz kendi sorunlarımızı çözümünü tartışalım. Onların sorununu da biz çözmeyelim” diyerek katılımcıları güldürdü.

“Yazma” konusunda en öne çıkan sebep olan “yetersizlik” konusunun bir taraftan “her şey mükemmel olsun” şeklindeki bakış açısının ürünü, üzerimizdeki baskısı olmakla birlikte bunun bir gerçekliği olduğuna vurgu yapan kadınlar, “Ancak ‘yetersizlik’ konusunun maddi bir zemini de var” dediler ve tartışma bu kez düzenli okuma, araştırma yapma konularında yoğunlaştı.

Okumanın “iş” olarak görülmediği, “boş vakitlere sığdırılmaya çalışılan” bir etkinlik olduğunu söyleyen kadınlar, bu durumu aşmak için alternatif yöntemler üzerine tartıştılar. Merkezi bir okuma listesinin var olması gerektiğine vurgu yapan kadınlar, “Bu da yeterli değil, okumayı teşvik edecek bir şekilde birbirimiz için itici güç olmalıyız, kendiliğindenliğe bırakmamalıyız” dediler. Ve bunun nasıl olacağı üzerine verimli tartışmalar yaptılar.

Birinci gün yapılan tartışmalarda “yazarlık atölyesi düzenlemek”, “yazı yazacak kadınlara kitap, makale, tartışma başlığı gibi öneriler yapmak”, okuma-araştırma yapmayı bir sistematiğe oturtmak ama bunu da örgütsel olarak ele almak gibi bir dizi öneri tartışıldı. Katılımcılardan biri “Sihirli bir değnek yok, yavaş yavaş değişeceğiz. Bir anda olmaz” diyerek bu süreçte izlenecek yola ilişkin önemli bir paylaşımda bulundu.

 

Yayın Kurulu ve dergiler üzerine tartışma

Öğleden sonra geçilen bölümde ise ilk olarak Yayın Kurulu tarafından dergi süreçlerine ve kurulun çalışma tarzına ilişkin bir sunum yapıldı.

Yayın Kurulu’nun 3 yıllık faaliyet sürecinde ara ara değişikliklere uğramakla birlikte bir çalışma sistemi oluşturmaya başladığının belirtildiği bölümde; her sayının mutlaka değerlendirilmesi ve bunun yazılı hale getirilerek Yayın Kurulu’na gönderilmesinin önemine dikkat çekildi. Halihazırda geçtiğimiz aylarda yapılan YDK koordinasyon toplantısında alınmış bu kararın henüz uygulanmadığını ama uygulanmasının derginin niteliğini değiştirecek bir durum olduğuna değinildi.

Yayın Kurulu’nun aktarımlarının ardından beş sayı çıkan YDK dergileri için değerlendirme yapıldı.

Yazıların düzenli gelişinin örgütlenmesi, dergi süreçlerinin dosya konusu önerisi ve atölyelerle beslenmesi, dergiye emek veren kadın sayısının genişletilmesi, dergi gündemlerinin bir yıllık planlamasını yapma, dağıtımının okurlar ve yayınevleri üzerinden genişletilmesi, çeşitli etkinliklerde stant açmak gibi konular ve öneriler tartışıldı.

Üzerine en çok tartışılan iki konu ise derginin hedef kitlesi ve sansür meselesi oldu.

Tartışmalar sürerken Onur Haftası etkinliklerinin başlama saatinin gelmesi nedeniyle kadınlar belli başlı konuları daha sonra yeniden tartışma ve özelde sansür üzerine yapılan konuşmaları toparlayarak mail üzerinden bir tartışma platformu oluşturma kararı alarak buluşmayı sonlandırdı.

Kadınlar “Aşk kazanacak” ve “Dağılıyoruz” diyerek, polisin gün boyu Taksim’de süren ablukasına karşın sokaklarda yerini aldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu