“Hayatın olağan akışına” uygun değil denerek cinsel saldırı aklanmaya çalışılıyor!
2009 yılında yaşanan ve 2013 tarihinde “hayatın olağan akışına aykırıdır” iddiasıyla Yargıtay tarafından bozulan cinsel saldırı davasının bozulduktan sonraki 2. Duruşması bugün görüldü.
2009 yılında S.D. isimli kadın cinsel saldırıya uğramış, hemen ertesi gün S.D. ‘nin şikâyetine rağmen ve 2013 yılında cezayla sonuçlanan dava, Yargıtay tarafından “kadının, kimi davranışlarının “hayatın akışı”na uygun bulunmaması” iddiasıyla yeniden yerel mahkemeye gönderilmişti. Yargıtay’dan dönen davanın 2’inci duruşması bugün Gebze Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanık duruşmaya katılmazken S.D. duruşmada hazır bulundu. İstanbul’dan da Yeni Demokrat Kadın gibi pek çok kadın kurumunun da katıldığı davaya, feminist ve bağımsız kadınlarda adliyede hazır bulundu. Duruşma tanıkların kimlik tespitleriyle başlarken S.D’nin iş arkadaşı N. Ö. dinlendi. İlk olarak olayın yaşandığı günün ertesi günü S.D.’yi karakola gitmesi için yönelterek olayın yaşandığı günü anlattı. N.Ö.“ O akşam S.D. arkadaşlarıyla evine gitti. Ertesi gün işe geç geldi. Halinde, tavrında farklılık vardı. Rengi, benzi atmıştı. Titrer vaziyetteydi. Ben biraz üsteleyince anlatmaya başladı. Başından geçenleri anlattı. Anlatırken çok zorlandı. Olayın geçtiği günü ve yaşananlarını anlattı. S. D.’yı tehdit etmiş. S. o gece kaçırıldığını anlamış. Ne oldu o gün diye sorduğumda, bana kendisine tecavüz edildiğini anlattı. Saçları ıslaktı. Zanlı S.’yı küvete sokmuş ve orada da tecavüz etmiş. Bunları ilk duyunca etkilendim. Ben de ne yapacağımı bilemedim. Korkuyordu, anlatırken de sürekli ağlıyordu. Eşime danışayım dedim çünkü eşimin polis arkadaşları var. İçerenköy Karakolu’na yönlendirdi eşim S.iı. Ben ofiste kaldım S. ise karakola yalnız gitti. Daha sonrasında da S.’ya dava hakkında sorular sordum. Başka da bir şey bilmiyorum.”
Soğuk su tutarak delilleri kararttı
Mahkeme heyeti tanığın söylediklerinde bir çelişkinin var olduğunu söyleyerek tanığa sorular yöneltti. Heyet, “Müşteki küvette bir tecavüz olayının geçtiği ifadelerinde söylemedi” diye söylediğinde tanık N. Ö. ise “Saçları ıslaktı. Ben de ona sorduğumda küvette de tecavüze uğradığını bana söyledi” dedi. Sanığın avukatı, tanığa sorular yönelterek, “Ne karakol ne de savcılık ifadesinde tanık N. Ö.’in hiç isminin geçmediğini gördük” diye konuştu. N. Ö. ise, “Hamile olduğumdan kaynaklı ismimin geçmesini istemedim. Eşim de izin vermedi. Beni aramıştı mahkemede ben de durumumdan kaynaklı gitmedim. Benimle alakalı bir durum olmadığı için karakolda benden bahsetmemesi çok normal” diye konuştu. S. D.nin avukatları da tanık N. Ö.’ye sorular yöneltti. Avukatlar, S. D.’nin psikolojisinde her hangi bir değişim olup olmadığını ve hangi sözlerle tehdit edildiği sorduğunda N. Ö., “Olay anına kadar S.D.’de herhangi bir sorun yoktu. Olaydan sonra S.D.’nin çok fazla dikkat bozukluğu olmuştu. Bir kere dalgınlıkla yangın tüplerini başka firmalara göndermişti. Kimse bilmesin diye ben kendim yerlerine koydum tüpleri. S.D. beraber çalıştığımız yerden ayrıldığında başka işyerinden de dikkat bozukluğu nedeniyle ayrıldığını öğrendim. Sadece ölümde tehdit edildiğini biliyorum” dedi.
S.D.’nin avukatlarından Canan, mahkeme heyetinin “çelişkisine” değinmek istediğini belirterek, “Müvekkilimiz “her saldırıdan sonra beni küvete sokup yıkıyordu” dedi. Amacı da sperm kalıntılarını ortadan kaldırmak. Savcılık ifadesinde de belirtmişti. Tanık bu konu hakkında ne düşüyor” diye sorduğunda da, Nergis, “Ben daha sonra aradım S.D.’yi. S.D. bana elbiselerin incelendiğini ve soğuk su tutulduğu için iz kalmadığını söylemişti” diye belirtti.
Tecavüzcüsü tarafından ölümle tehdit edildi!
Ardından tanık S.Ç. dinlenildi. S.Ç., “Ben olaydan sonrasına dahil oldum. Telefonla konuştuk S.D. ile. Bana geldi, biraz sakinleştirdim. Çok kötüydü S.D. titriyordu. İki gün boyunca bir şey yediremedim. Birkaç hafta benimle kaldı sonra da ben bir hafta onun evinde kaldım. Telefonda bana olayı özetle anlattı. Bana ölümle tehdit edildiğini söylediğinde ben de ona kesinlikle gitmesi gerektiğini söyledim” dedi. Avukatlar, “S.D.’nin olay yaşanmadan önce nasıl bir kadın?” sorusuna S.Ç., “S.D. deli dolu neşeli bir kadındı. Moralim bozulduğunda aradığım ilk insandı. Olay yaşandıktan sonra telefonlarıma bile geç cevap vermeye başladı.” dedi.
Avukat Perihan Meşeli savunmasında, “Çapa tıp fakültesinden beklediğimiz rapor geldi. Bu dosyada müvekkilimiz tel başına savunma yapmış. Müvekkil aslında korkmuş ve çekindiği için söylememiş. Bir sürü rapora göre savcılık beraat talep etmiş. Müvekkil 8 senedir davayı sürdürüyor. Ben bir avukat olarak soramadım çünkü her defasında aynı şeyleri yaşıyor. Sanık ilk ifadesinde rızayla beraber olduk diyor ve birçok şeyi hatırlamıyorum diyor. Biz sanığın tekrar yakalanıp mahkemede ifade vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu sanık bu dosyadan yakalanmadığı için başka bir cinsel saldırıya teşebbüs etmiş ve o davadan da üç buçuk yıl ceza almıştır.” dedi.
“İşin uzmanları yazdı, bunu gözetin”
Meriç Eyüboğlu da, “Tecavüz dosyalarında delille ilgili tartışmalar oluyor. Bu tür tecavüz vakaları kapalı kapılar ardında oluyor. Kadınlar ve erkekler yasalarda da eşit görülmediği için adaletsiz sonuçlar oluyor. Müvekkilim derin korkuya rağmen aynı gün içinde şikayetçi oluyor. Yargıtay’ın kriterlerine uygun davranıyor. İkinci kriter de hayatına nasıl devam ettiğidir. Müvekkilimiz davayı o süreçte avukatsız yürütmüş. Dinlenen tanıklar olayın hemen yaşandığı gün öğrenen tanık diğeri de bir kaç hafta beraber kalmış müvekkille. Hazırlanan raporda da, Kocaeli ATK’nin hazırlamış olduğu raporda da hayatını nasıl yerle bir ettiğini göreceksiniz. Biz bu raporunu sunduk. Yargıtay bu işin uzmanı değil. İşin uzmanları size verdiğimiz raporda yazılanlardır. 9 yıl boyunca yaşadıklarını her seferinde değil bir kere anlatması yeterlidir aslına bakılırsa. İşin uzmanları yazdı lütfen bunu gözetin” diye belirtti. Canan “Sanık kendi Lehine delil karatmak için uğraşmıştır. Kahvaltı için 10 liralık kahvaltı fişini saklaması ve sürekli küvette yıkaması buna işarettir” dedi.
Sanığın avukatı ise, “Bize göre dosya açıktır. Bugün dinlenen tanıkların da ifadelerini kabul etmiyoruz. Ajitasyon yapılıyor. Müvekkilimin beraatına karar verilmesini talep ediyorum” dedi.
Mahkeme heyeti S.D.’nin eşinin de tanık olarak dinlenmesini, olayın yaşandığı tarihte telefon kayıtlarının çıkarılmasına karar vererek duruşmayı 20 Haziran tarihine erteledi.
Kadınlar mahkeme çıkışında “Erkek adalet değil, gerçek adalet” pankartı açarak “Yaşasın kadın dayanışması”, “Erkek adalet değil gerçek adalet” sloganları attı. S.D.’nin avukatları mahkeme bitiminde dava sürecine dair bilgilendirme yaptı.