Amedli kadınlar: “Çocuklarımızın talepleri, talebimizdir”
Bahar CİRASUN – Mizgin TABU / JINHA
AMED – Açlık grevinde bulunan PKK ve PAJK’lı tutuklu ve hükümlülerin eylemi, 54. gününde. Türkiye’nin tarihi bir süreçten geçtiğini ve herkesin vicdanının sesine kulak vermesi gerektiğini dile getiren Amedli kadınlar: “Grevdeki çocuklarımızın talepleri, taleplerimizdir. Bu taleplerin kabul olması için ne gerekiyorsa, bir an önce yapılmalı. Sayın Abdullah Öcalan ve halkımız barıştan, diyalogdan, çözümden yana. Ama Erdoğan çözümsüzlükten başka bir şey demiyor. Artık ne olacaksa olsun ve topraklarımızda kan dursun. Annelerin yürekleri acımasın.”
Cezaevlerinde süresiz-dönüşümsüz açlık grevine giren PKK ve PAJK’lı tutuklu ve hükümlüler, aydın, sanatçı, çok sayıda sivil toplum örgütü ve siyasetçinin yanı sıra, halktan yoğun destek alıyor. Türkiye’nin tarihi bir süreçten geçtiğini ve herkesin vicdanının sesine kulak vermesi gerektiğini dile getiren Amedli kadınlar, greve ilişkin duygularını JINHA ile paylaştı.
‘Boğazımızdan yemek geçmiyor’
Sayime Bektarım (50): Biran önce bu savaşın durması ve barışın olmasını istiyoruz. Çocuklarımız hem askere gidiyor, hem de dağa çıkıyor. Zindanda ki çocuklarımız, 54 gündür açlık grevlerinde. Yaşamlarını yitirebilirler. Biz barış istiyoruz. Onlar cezaevlerinde açlık grevlerindeyken, biz rahatsız oluyoruz. Boğazımızdan yemek geçmiyor. Yeter artık, anneler ağlamasın. Biz haklarımızı istiyoruz. Erdoğan’ın hiçbir kazancı bugüne kadar dokunmadı bize. Kadınlarımızı, çocuklarımızı öldürttü. Biz kendi dilimizle, kendimizi ifade etmek istiyoruz. Hastaneye gittiğimizde, doktorlarla Kürtçe konuşmak istiyoruz.
‘Herkes, vicdanının sesine kulak vermeli’
Yıldan Taltun (25): Açlık grevlerinin toplumsal bir sorun olduğunu düşünüyorum. Vicdani bir mesele bu. Açlık grevlerinin biran önce son bulunması gerekiyor. Çünkü bugün 54. gün ve açlık grevlerinde olan kişilerde ciddi tahribatlar yaratılmış. Belki birkaç gün sonra ölümler çıkacak. Bu ölümlerin gerçekleşmemesi için, Türk, Kürt ayrımı yapmadan, herkesin vicdanının sesine kulak vermesi gerekiyor. Cezaevlerinde açlık grevlerinde bulunan insanların hayatları söz konusu. Kimliksel bir etki olmadan, hiçbir ayrım olmadan vicdanen olarak insanların ellerini taşın altına koyup, bu duruma biran önce ‘Dur!’ demesi gerekiyor. Bu insanların talepleri yerine getirilmesi gerekiyor. Başlatılan bu açlık grevlerine karşı, halkın daha duyarlı olması gerekiyor. Halkın duyarlı olması, bu taleplerin biran önce hızlı şekilde yerine getirilmesi gerçekleştirir. Halkta duyarsız oldukça, bunu görmemezlikten geldikçe, bu sorun daha da büyüyecek.
‘Görüşmeler olsun ki artık rahat uyuyalım’
Nuriye Uga (75): Ben umut ediyorum ki barış olsun. Artık anlaşmalılar ki hayat güzel olsun. Görüşmeler olsun. Artık rahat oturalım, uyuyalım. Güzel yaşayalım. Biz bunu istiyoruz. Umut ediyoruz ki talepler kabul edilir ve çözüm yolu bulunup, herkes evlerine döner. Ölüm biter ve grevde olanlar, grevi bırakır. Çocuklarımız iyi olsunlar, yaşasınlar. Bunu istiyoruz. Umut ediyorum ki en kısa zamanda bir barış olur. Bu akan kanlar durur.
Şükran Kıncak (60): Ben de barış istiyorum. Bu kan dursun diyorum. Anneler artık ağlamasın. Zindan da açlık grevindeler. Her yerde grevler var. Peki ne olacak? Artık yeter diyorum. Bu savaşı ve bu kavgayı istemiyoruz. Akan kan dursun. Devlet bir çözüm getirmeli. Başka bir şey istemiyoruz. Bu halk çekeceğini çekmiş.
‘Sayın Öcalan ve biz, çözümden yanayız’
Sultan Aktepe (60): Barış için çalışıyoruz. Başbakan bu ısrarından vaz geçmeli. Çocuklarımız, ailemiz var. Zindandaki tutsaklar açlar. Ve hala çözüm bulunamadı. Umarım kötü bir şeyler olmadan her şey düzelir. Savaştan yana değiliz. Barıştan yanayız. Artık kan dökülmesin. Anaların gözyaşları dinsin. Erdoğan diyor ki, ‘Aç değiller. Grevde değiller.’ Oysa tüm halk biliyor ki çocuklarımız grevdeler ve açlar. Ben buna inanıyorum.
Her yer yıkılıyor. Artık çözüm olmalı. Grevdeki çocuklarımızın talepleri, taleplerimizdir. Bu taleplerin kabul olması için ne gerekiyorsa bir an önce yapılmalı. Sayın Abdullah Öcalan ve halkımız barıştan, diyalogdan, çözümden yana. Ama Erdoğan çözümsüzlükten başka bir şey demiyor. Artık ne olacaksa olsun ve topraklarımızda kan dursun. Annelerin yürekleri acımasın. İnşallah en kısa zamanda barış sağlanır ve hem zindandakiler, hem de dağdakiler evine döner.