Kadınlar birlikte güçlü; pratikle, sokakla güçlü!
Uzun yaz döneminin ardından kadınlar yeniden sahaya inmeye, var olan muhalefeti canlandırmaya, coşkulandırmaya hazırlanıyor. 24 Haziran’dan sonra bir çok kadın örgütünün, aktivistinin kendi içine dönüp, dinlenip, yorgunluğunu attıktan sonra yeniden bir araya gelişleri örgütleyerek, sessizliği bozmaya hazırlandığı gözlemleniyor. Peki bunun göstergeleri nedir diye soracak olursak; HDP Kadın Meclisleri ile Kadınlar Birlikte Güçlü’nün toplantılarını örnek verebiliriz.
Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bir araya gelen HDP Kadın Meclisleri adına konuşan HDP MYK üyesi İlknur Birol yerel seçimlerde gasp edilen kazanımlarını geri alacaklarını ve bunun için iddialı olduklarını belirtti ve “Yeniden özgürlükçü, eşitlikçi ve halkçı bir perspektif ile sahaya iniyoruz, mahalledeyiz, evlerin içindeyiz. Kadınlar yeniden birbirlerinin ellerinden tutmaya başlayacaklar” dedi. Bu sözler bir plan bir hazırlık olduğunu gösteriyor ki bu da kadınları heyecanlandırıyor. Elbette kadınlar sözden çok bugüne kadar ki pratik duruşları, sokaktan çekilmeme tavırları ile heyecan, umut, coşku ve hareket sağladı.
“İç örgütlenmemizi, eğitimlerimizi ve kadın meclislerimizi mahallelere kadar yayacağız”
“Önümüzdeki günlerde kadınlar açısında daha özgürlükçü, eşitlikçi bir yaşam için mücadele ve direniş hattını yeniden ortaya koyacağız. Örgütsel eksikliklerimizi gördük ve en kısa sürede bunları tamamlayarak, dayanışmayı geliştiren tekçi otoriter rejimin ve devlet aygıtının hayatımıza yığdığı bir sürü zorluğa karşı mücadele hattını yeniden şekillendirmeye devam edeceğiz. Yaşanılan bunca eksiklikleri görerek kadınlarla dayanışma hattımızı en güçlü şekilde örerek mücadelemize kaldığımız yerden devam edeceğiz” sözleriyle HDP adına yapılan vurgular kadınların önümüzdeki süreçte birlikte yapacağı çalışmaların içeriğinin belirlenmesi açısından önemli. Çünkü son yıllarda faşizme karşı mücadele de eksikliği hissedilen ortak platformları yaratmada kadınların yaptığı çalışmalar önemli birer örnek olmuştur. AKP iktidarının seçimler aracılığı ile sürekli halka kendi gündemini dayatma politikası hız kazanırken, yaratılan bu olumlu örneklerin büyütülmesini de kadınlar şimdiden görev olarak önlerine koymuş durumda.
24 Haziran erken seçim dayatmasının yansımaları devam ederken, AKP soluklanmadan erken yerel seçim gündemini kamuoyunda oluşturmaya başlamış durumda. Bir süredir dayatma olarak karşımıza çıkan ve öne alınan seçimler kadınlarında daha politikleştiği dönemleri ifade etmesi açısından daha fazla önemsememiz gereken bir gündem.
Yakın zamanda gerçekleştirilen referandum ve 24 haziran genel seçimlerinde kadınların açığa çıkardığı enerji bunu bir kez daha göstermiştir. Her iki seçim sürecinde de OHAL’in yoğun baskı ve şiddetine, devrimci, demokrat güçlerin yürüttüğü çalışmaya uygulanan ambargoya rağmen; kadın örgütlülüklerinin öncülüğünde oluşturulan ortak platformlarda kadınlar aktif bir çalışma yürüttüler. Kadınlar bu çalışmalarda daha fazla yan yana durarak, deneyimlerini zenginleştirerek yeni dönemde yapılabilecekler için de alt yapı oluşturdular.
Referandumda ve 24 haziran seçimlerinde HDP kadın meclislerinde bir araya gelen kadınlar ve kadın örgütlülüklerinin açığa çıkan bu tabloya katkısı büyüktür.
Yine kadınların enerjisini bir araya getirmeyi başaran “Kadınlar Birlikte Güçlü” platformunun yaptığı çağrı ile geçtiğimiz günlerde yüze yakın kadın bir araya geldi ve daha fazla yan yana gelmenin yol ve yöntemlerine dair tartıştı. Kadınların, saldırıların bu kadar arttığı dönemde ve ileriki günlerde olası saldırılara karşı kendini daha fazla güçlendirmekten, dayanışma içinde olmaktan başka şansının olmadığının altını çizen bu bir araya gelişler birleşerek kadınları güçlendirmektedir.
“Bugün kadınların yaptığı her şey faşizme karşı mücadeleye dönüşüyor”
Kadınların yaptığı çalışmaların başında hedef ve ilkelerine dair sordukları sorular ve cevapları ortak mücadele zeminini de güçlendirmektedir.
Neyi hedefliyoruz? Kimleri bir araya getirmek istiyoruz? Hem bireyler olarak, hem de örgütler ve kurumlar olarak böyle bir buluşmayı kolektif bir şekilde örgütleyebilmek için ne gibi ilkeler, yöntemler ve öncelikler belirlemeliyiz? Gücümüz ne kadarına yeter? Hangi ihtiyacımıza karşılık gelir ve bu tür bir birliktelik kadın hareketi için ne ifade eder? Sürdürülebilirliğini nasıl garanti altına alırız? Nasıl bir hazırlık süreci gerekir? Soruları ile bir araya gelen ve çalışmaya başlayan kadınların ,bu soruların cevabını birlikte bulmaya ve ortaklaştırmaya çaba harcadıkları için sonuçlarda olumlu olmakta ve kadınların ortak mücadele platformları çoğalmaktadır.
Faşizme karşı mücadelede kadın hareketinin önemi çok büyük. Kadın hareketinin belli ölçüde dağınık ve motivasyonsuz olduğu dönemde bile kadınların attığı adımlar ve çabalarla toplumsal muhalefeti de değiştirebilecek, ona yön verebilecek bir kapasite taşıdığını faşizmin en yoğun hissedildiği OHAL sürecinde bile bir çok pratikte gördük. Mevcut dağınıklığı gidermek için “kadınlar birlikte güçlü” gibi örnekleri çoğaltmaya ihtiyaç var. Farklılıkları bir araya gelmenin önüne engel olarak koymadan ortak hedefler etrafında toplumsal muhalefeti güçlendiren çalışmalara ihtiyaç var. En son Cumartesi Annelerinin eylemlerini hedef alan yasakta gördüğümüz gibi sözümüzü söyleyebileceğimiz kanallar bir bir elimizden alınmaya çalışılıyor. Daha önce bir çok örnekte gördüğümüz gibi kadınlar bir araya geldi mi, sokağa, eyleme, pratiğe girişti mi mutlaka sessizliği bozuyor. Çünkü yan yana gelince açığa çıkan enerji yaratıcı bir mücadele hattını da beraberinde getiriyor. Referandum dönemindeki “Hayır” çalışması, OHAL’in en ağır olduğu 24 haziran seçimlerinde olduğu gibi olası bir erken yerel seçim çalışmasında da kadınlar sözlerini söyleyebilecek kanallar açmayı başaracaktır. (Bir YDK’lı)