Güncel

Yeni Kadın: 8 Mart’ta alanlardayız!

EMEĞİMİZE, GELECEĞİMİZE VE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZE SAHİP ÇIKMAK İÇİN 8 MART’TA ALANLARDAYIZ!

yeni_kadın8 Mart 1857’de,  New York’ta,  40.000 dokuma işçisi kadının, 8 saatlik iş günü, daha iyi koşullarda çalışma/ yaşama talepleriyle başlattıkları mücadele, egemenler tarafından kanla bastırılsa da, emekçi kadınların mücadelesine ışık tutması engellenememiştir. New York’ta tutuşan kıvılcım, 1910’da, İkinci Enternasyonal’de, Clara Zetkin’in, senenin bir gününün Dünya Kadınlarının Mücadele Ve Dayanışma Günü olması önerisi kabul edilerek büyütülür. Bundan böyle emekçi kadınlar, her 8 Mart’ta, egemenlerin tüm baskı ve yıldırma politikalarına rağmen; emeklerine, bedenlerine, onurlarına ve geleceklerine sahip çıkmak, insanca yaşayabilmek için, taleplerini inançla ve ısrarla haykırıyorlar.

Özel mülkiyetle birlikte ortaya çıkan ataerkiye karşı, kadınlar yüzyıllardır olduğu gibi bugün hala mücadelelerini sürdürmek zorundalar. Halâ, kadına yönelik cinsel taciz, tecavüz ve her türden şiddet devlet politikası olarak sürmektedir. Paris’te üç devrimci Kürt kadının katledilmesi bu politikanın bir parçasıydı. Bu durumun yansıması olarak ta; kadınların en yakınları olan erkekler tarafından uygulanan ev içi şiddet ve kadın katliamları dünya genelinde korkunç boyutlara ulaşmış durumdadır. Kadınlar kendileri için hiçbir yeri güvenli hissedemiyorlar. En son Hindistan’da otobüste uğradığı toplu tecavüz sonucu, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren “India’s Daughter” (Hindistan’ın Kızı) belleklerimizde tazeliğini korumakta. Sadece Türkiye’de 2005-2011 arası yaklaşık 4 bin kadın öldürüldü. Ama bunlar buz dağının görünen yüzü sadece.. . Gün geçmiyor ki bir kadın katliamı haberi geçmesin medya ve basında. Ancak kadınların cinsiyet eşitliği mücadelesi sadece bununla da sınırlı değil…

Kadınlar hala ucuz ve yedek işgücü olarak görülmekte, yaşamın her alanında varlıkları inkâr edilmekte /yok sayılmakta, emekleri görmezden gelinmektedir. Meta olarak görülüp bedenleri üzerinden rant sağlanmakta, kadın bedeninin pazarlanması, devletlerin milli hasılası için en önemli gelir kaynağı olmayı sürdürürken, sünnet, recm vb. ortaçağ yaptırımları devam etmektedir.. Göçmen kadınlar özgülünde ise; mevcut yabancılar yasaları ile bu sorunlar iki kat daha fazla boyutlanır. Sermaye sahipleri, göçmen kadın emeğini, daha da değersizleştirip – ucuzlatarak, yerli işçiye karşı tehdit ve baskı unsuru oluştururken, bilinçsiz işçi sınıfı içerisinde şovenizmi ve ırkçılığı besleyerek, çatışma yaratıp, emekçilerin örgütlülüklerini de parçalar. Mevcut  „Aile Birleşimi Yasası“, göçmen kadınların erkeğe bağımlılığını büyüterek, şiddete daha açık hale getirilmektedir

Kısacası; tüm bu nedenlerden dolayı; her 8 Mart’ta meydanlar, biz kadınların yok sayılan, görmezden gelinen, bastırılmaya çalışılan isyanımızın sesiyle yankılanır..

Bu 8 Mart’ta da yine, kadının üzerindeki baskı ve sömürü zincirlerini parçalamak, geleceğimize, emeğimize, bedenimize ve onurumuza sahip çıkmak, kısacası kadınların insanca yaşam, eşitlik ve özgürlük hakkını dile getiren tüm taleplerimizi haykırmak, omuz omuza mücadeleyi ve dayanışmayı büyütmek için alanlarda buluşuyoruz. Çünkü; eşitlik – özgürlük mücadelemizde dünyayı değiştirecek sözümüz ve gücümüz olduğunu biliyoruz

VE HAYKIRIYORUZ;

8 MART ÜCRETLİ İZİN GÜNÜ OLSUN!!

YABANCILAR YASALARI KALDIRILARAK KOŞULSUZ SEÇME VE SEÇİLME HAKKI TANINSIN!

CİNSİYET AYRIMCI YASALAR KALDIRILSIN!

EŞTEN BAĞIMSIZ OTURUM VE ÇALIŞMA HAKKI TANINSIN,

TAŞERON FİRMALAR KALDIRILIP, GÜVENCESİZ, ESNEK ÇALIŞMAYA SON VERİLSİN VE GÖRÜNMEYEN EMEĞİMİZ TANINSIN!

KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE KADIN KATLİAMLARININ ÖNLENMESİ İÇİN GEREKLİ OLAN GÜÇLÜ ÖNLEMLER ALINSIN

ŞAN OLSUN 8 MART’I YARATAN VE YAŞATANLARA!

YAŞASIN 8 MART, YAŞASIN EMEKÇİ KADINLARIN ENTERNASYONAL MÜCADELESİ VE DAYANIŞMASI

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu