İsviçre’de 8 Mart
İsviçre: Yürüyüş: İsviçre’nin Zürih şehrinde 8 Mart miting hazırlıklarına Aralık ayı itibariyle platform toplantılarıyla başlanıldı.
Neu Frauen (Yeni Kadın) Frauen Lesben Kasami, Gruppe für eine antikapitalistische Praxis, Kurdische Frauenbewegung (PJA), Demokratischen Frauenbewegung (DKH), Frauen Lesben Cafe Winterthur, Frauenstruktur/Revolutionärer Aufbau Zürich und Einzel Frauen, içinde yer aldığıkadın örgütleri tarafından, 9 Mart Cumartesi günü ‘Frauen Räume Subito’ ( Kadınlar Hemen Ayaklanın) şiarıyla Zürih şehrinde, kadınlar alanlarda taleplerini haykırdılar.
Miting alanında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününün anlamını ve önemini anlatan Türkçe, Kürtçe ve Almanca konuşmalar yapıldıktan sonra yürüyüşe geçildi.
Sadece kadınların katıldığı yürüyüşe, 50’ye yakın Yeni Kadın kortejimiz ve rengârenk pankartımızın yanı sıra katledilişin 40. yılında İbrahim Kaypakkaya ve Enternasyonal proletaryanın kızıl gülü İsviçreli Barbara Anna Kistler’in resimleri en önünde taşınarak kortejimize renk katmıştır.
Kortejimizde taleplerimizin yazıldığı dövizlerin yanı sıra Platform kararıyla, Fransa’nın Paris kentinde katledilen ‘Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’ yürüyüşte öne çıkarıldı. Yeni Kadın olarak bizlerde, katledilen 3 devrimci yurtsever kadının resimlerini kitle tarafından dikkat çekilmesi için kafamızın üstüne maske biçiminde konularak yürüdük.
İsviçre Yeni Kadın örgütü olarak,Emeğimize, Geleceğimize Ve Özgürlüğümüze Sahip Çıkmak İçin, 8 Mart coşkusuyla alanlarda yerimizi alarak, Yapılan yürüyüşte bildirilerimizi yoğun bir şekilde dağıtarak, “kadına yönelik şiddetin durdurulmasından”, “eşit isi eşit ücrete” kadar pek çok talep haykırdık. Yürüyüş halaylar ve sloganlarla sonlandırıldı.
Basel Panel Etkinliği: Yürüyüşün ardından, 10 Mart Pazar günü Basel’ de İsviçre Yeni Kadın tarafından düzenlenen panel etkinliği gerçekleştirildi.
“Kadınların başkaldırması insanlığın başkaldırması demek.” James Oppenheim
Yüzün üzerinde katılımın sağlandığı etkinlikte, katılımcıların selamlandığı kısa bir açılış konuşmasının ardından devrim mücadelesinde şehit düşen kadın savaşçılar şahsında tüm devrim şehitleri için saygı duruşuyla başlandı. Proletarya Partisi’nin kurucu önderi İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 40. yıldönümünün vurgulandığı; emekçi kadınların toplumsal kurtuluş mücadelesindeki rolünün, öneminin ifade edildiği Merkezi Yeni Kadın’ın mesajı okundu. Yeşiller Basta fraksiyonundan Basel Kanton Milletvekili Sibel Arslan ve Yeni Kadın Başkanı Zeynep Şakar ve İsviçre Yeni Kadın temsilcisi Nurcan Mutlu arkadaşlarımızın yer aldığı panel bölümüne geçildi.
Göcmen kadınların evde çocuk bakmaktan, ev işleri yapmaktan dil ögrenmeye zaman bulamadıklarını, bu nedenle ciddi sorunlarla karşılaştıklarını belirten S. Arslan, yaşadıgımız ülkedeki kadınların (İsviçre‘lilerin) bizler hakkında konuştuklarını ama bize bir şey sormadıklarını; bize bir şey sormadan yine bizim hakkımızda karar aldıklarını söyledi.
Basel’de yapılan bir araştırmaya göre, başta Türkiye’li ailelerin kız çocukları olmak üzere, göçmen kız çocukları arasında intihar girişimlerinin yaygın olduğunu ifade eden Arslan bunun nedeni; özellikle göçmen çocuklarının (Secondas) iki kültür arasında kalmaları ve hangisinin doğru olduğuna karar verememeleridir. Ayrıca geldikleri ülkedeki meslek diplomalarının İsviçre’de tanınmamasından dolayı kadınların, temizlik vb. niteliksiz işlerde çalışmak zorunda kaldıklarını belirtti.
„Kadının Ev İçi Emeğinin Tanınmasına“ yönelik sunum yapan İsviçre Yeni Kadın temsilcimiz, kadının ev içi emeğinin doğallaştırılmış olduğunu; ev işlerinin belirlenmiş bir mesai saatinin olmadığını, bu işlerin ücret olarak bir karşılığının olmadığını dolayısıyla da görünmez emek olduğunu dikkat çekti.
Kadının görünmeyen ev emeğinin görünür kılınması için, içinde bulunduğumuz somut koşullarda pansuman çözüm olarak taleplerimizin, ücretli bir işte çalışan kadınlar için, cinsiyete dayalı yıpranma payı ve erken emeklilik hakkı, ücretli çalışmayan kadınlar için ise, babaya veya eşe bağlı olmaksızın ücretsiz sağlık güvencesi ve emeklilik hakkı olması gerektiğini vurguladı.
Yeni Kadın başkanı, “Kadının Toplumdaki Yeri ve Örgütlenmenin Önemine“ ilişkin sunum yaptı. Ezilenlerin ezileni, sömürülenlerin sömürüleni; ev içi görünmeyen emeği ile kadınların, farkında bile olmadan sistemin yeniden yeniden üretimine katkıda bulunduğunu belirten temsilci, isyan etmediğimiz, mücadele etmediğimiz sürece erkek egemen sistemi, sömürü sistemini değiştiremeyeceğimizi, eğitimiyle, yargısıyla, polisi-ordusu vs. ile sistemin örgütlü bir güç olduğunu, bu güce karşı mücadelenin de örgütlü bir güçle yürütülebileceğini vurguladı.
Kadınlar olmadan hiç bir toplumsal değişimin olmadığını, ancak egemenlerin tarih yazımında bu gerçeği inkar ettiğini, bu yüzden biz emekçi kadınların kendi tarihimizi yeniden yazmamız gerektiğini belirttiği konuşmasında, egemenlerin 8 Mart’ı sınıfsal içeriğinden koparıp içini boşaltmak istediklerini, BM’nin 8 Mart’ı Kadınlar günü olarak ilan ettiğini; Ancak 8 Mart’ın sınıfsal ve politik bir gün olduğunu ve buna uygun olarak kutlanması gerektiğinin altını bir kez daha çizdi. Kısa bir aradan sonra soru-cevap bölümünden sonra panel bölümü bitirildi.
Panelin ardından Yeni Kadın Müzik Topluluğu kısa bir dinleti verdi. Gerek seçtikleri marslar ve türkülerle gerekse güzel yorumlarıyla kitleyi coşturan topluluk büyük beğeni topladı. Müzik dinletisinden sonra bir kadın arkadaşımızın kadınlarla ilgili yazdığı kendi şiirini, başka bir kadın arkadaşın da Nazım Hikmet’in Tanya adlı şiirini okumasının ardından etkinliğimiz sona erdi.
Şan olsun 8 Mart’ı Yaratanlara ve Yaşatanlara!