“Aile”yi yeniden tanımlayan belgesel: BENİM ÇOCUĞUM
İstanbul: “Çocuğunuz size eşcinsel, biseksüel ya da trans olduğunu açıklarsa ne olur?”
Belki de birçoğumuzun hayatta en son duymak istediği sorulardan biri bu soru.
Buna verilen cevap kimi zaman hastanelere, psikiyatristlere zorla götürmek; kimi zaman cinsel kimliğini bastırması ve başkalarının duyup “rezil olunmaması için bu saçmalıklardan vazgeçmesi”ni istemek; kimi zaman da Ahmet Yıldız ya da Amed’de 17 yaşındaki gay birey gibi ailesi tarafından katledilmek olmaktadır.
Bazen tüm bunları yapan aileler için zor olsa da çocuğunu yeniden tanımlayıp sevmek oluyor verilen cevap. (Her ne kadar Türkiye gerçekliğinde bu sayı çok az olsa da…) Hatta içlerinde daha sınırlı sayıda olan aileler, çocukları ile birlikte LGBT hakları mücadelesine girişiyor.
LGBT Aileleri İstanbul Grubu (LİSTAG) bu ailelerin biraraya gelerek oluşturduğu bir iletişim ağı. Toplumdaki homo-trans-bifobik yaklaşımlardan muzdarip olmalarına rağmen “topluma ve aileye aykırı” cinsel kimliklerini açıklayan çocuklarını tanımaya ve onlarla birlikte hareket etmeye çalışan aileler şimdi de bir belgeselle çocuklarının hak mücadelelerine destek oluyorlar.
“Benim Çocuğum…”
Yönetmen Can Candan tarafından hazırlanan 82 dakikalık uzun metrajlı “Benim Çocuğum” belgeselinin bugün (12 Şubat) basın için tanıtım gösterimi gerçekleşti.
Seyircilerin oldukça beğendiği ve etkilendiği gösterimin ardından yönetmen ve yapımcılar ile gösterime katılanlar bir söyleşi gerçekleştirdi.
Filmin ticari olarak gösterime girmesi gerektiğini söyleyen bir seyirci, bunun düşünülüp düşünülmediğini sordu. Yönetmen Candan, belgeselin mümkün mertebe en geniş kesime ulaşmasını arzuladıklarını ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kabul ettiği takdurde onlarla birlikte de gösterimi yapabileceklerini belirtti.
Türkiye’de belgesellerin ticari gösterime çıkmasının oldukça zor olduğunun altına çizen Candan, !F Festivalleri kapsamında şu an için 36 gösterim yapacaklarını ve bunun da önemli bir başlangıç olduğuna vurgu yaptı.
“Belgeselde kendi hayatını sorguluyorsun”
Söz alan bir seyircinin “Belgeseli seyrederken, bir taraftan da kendi hayatını sorguluyorsun. Ailesine açılmak üzere olduğunu düşündüğüm, hissettiğim genç bir arkadaşım var. Buradan çıkınca onu aramayı ve bunun üzerine konuşmayı düşünüyorum” şeklinde ifadeleri belgeselin amacına ulaşabileceğine örnek olabilecek cinstendi.
“Bu bir aile filmi”
Festivallerde LGBT bireyler üzerine yapılan filmlerin genellikle “Gökkuşağı” başlığı altında gösterildiğini hatırlatan Candan, bu kez bu filmin “Ev” başlığı altında gösterime girmesini istediklerini söyledi.
“Kültür Bakanlığı genelde ‘Türk aile yapısını güçlendiren’ filmlere destek verdiğini söylüyor. Biz de bu konuda destek istedik ama vermediler” diyen Candan, “Bizce bu belgesel gerçek anlamda aile yapısını güçlendiren bir belgeseldir” dedi.
Ardından film ekibinden söz alan Metehan da “güçlendirilmeye çalışılan aile” konusunda “Aileye farklı açılardan bakıyoruz. Onlar kan, soy ve soyadından gelen zoraki bir ilişkiden bahsediyor” dedi. Cinsel kimliklerin rahatça ifade edilip, anlaşılmaya çalışıldığı durumlarda ise aile içi sevginin yeniden tanımlandığına vurgu yapan Metehan, “Aile bireylerinin bu kez birbirini sevme konusunda artık seçme şansı var” dedi.
“Benim Çocuğum” belgeseli 19 Şubat günü İstanbul’da galasını gerçekleştirecek.