“Darbeye karşı en tutarlı mücadeleyi kadınlar yürütür”
“Darbelere Karşı Özgürlüğümüzü Savunuyoruz” şiarıyla birçok kadın kurumunun ortak düzenlediği kadın eylemi dün (31 Temmuz) İstanbul Kadıköy’de gerçekleştirildi.
Eylem yoğun polis ablukası altında, halaylar ve zılgıtlarla başladı. KJA, Kaldıraç, HDP/K Kadın Meclisi, SKM, KÖZ, LGBTİ kurumları, Yeni Demokrat Kadın, Yeryüzü Kadınları, Halkevci Kadınlar, Yeni Kadın Dünyası, EHP’li Kadınlar, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Çağrı Dergisi ve Alevi Derneklerinden kadınların da katıldığı eylem polisin yoğun ablukası ve tacizi altında gerçekleşti.
Kendi güvenliklerini alan kadınlar erkek polisler tarafından sürekli taciz edildi. Polis kadınlara hakaret dolu küfürler kullanarak eylemi provoke etmeye çalıştı. HDP’nin görevlisi olan genç bir erkek arkadaşı ise darp ederek gözaltına almaya çalıştı. Miting alanına giren DİHA muhabirinin ise çantasının arandığı sırada not defterini hukuksuz bir şekilde okumaya çalıştı. Buna karşı çıkan muhabiri ise tartakladı.
Eylemde HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit ve HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ konuşma yaptı. Ayrıca HDP İstanbul milletvekili Pervin Buldan ve Hüda Kaya da katılım sağladı.
“Bunlar o gün de katildi bugün de katil”
HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit konuşmasında, “Biz sadece askeri darbeye değil sivil darbeye de karşıyız. Hiçbir darbe siyasetini istemiyoruz. Aramızda beyaz başörtülü Barış Anneleri’ni görüyorum, sizlerin mücadelenize saygı duyuyorum. Acılarınıza rağmen hala barış diyebiliyorsunuz. Kadınlar eşit kabul edildikten sonra barış gelecektir. Emek, Kadın, Kürt, Alevi sorunu ancak barışla çözüme kavuşacaktır.
‘Aklımız almıyor bir halkın aldığı savaş uçağı nasıl halkını bombalar nasıl meclisini bombalar’ diyenler ‘ya uzaktan bombalayın şehirleri bitsin’ diyorlardı ‘taş üstünde taş baş üstünde baş koymayın’ diyorlardı. Bizde diyoruz ki özgürlük, demokrasi, eşitlik, hak, adalet herkese lazım. Bugün şu anda tutuklanan bütün generaller, savcılar, hakimler bu ülkenin dibine dinamit döşerken KCK davalarıyla yüzlerce Kürt siyasetçisini tutuklarken o generaller basına demeç demeç brifing verip nasıl o kentleri yerle bir ettiklerini anlatırken hepsi milli birer kahramandı. Ama ne oldular 15 Temmuz’da kendi meclisini bombalayan kendi halkını katleden birer katile dönüştüler. Bunlar o gün de katildi bugün de katiller.”
“Her darbe ve her savaş bizleri vurur”
Koçyiğit’in arkasından konuşma yapan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise, “Eğer bu zamana kadar meydanlarda kadınlar olsaydı, meydanlarda özgürlük olsaydı; meydanlar tanklarla işgal edilmeyecek, bu ülkenin dört bir yanında darbe saldırıları yaşanmayacaktı. Bizler her yerde kadının özgürlüğünün darbelere karşı her türlü faşizme ve zulme karşı demokrasi demek olduğunu biliyoruz. Bizlere bu zamana kadar meydanları dar edenler çok iyi bilsinler ki bizler her zaman vardık, varız, var olacağız!
Şiddet erkektir değerli kadınlar bunu en iyi siz bilirsiniz, darbe erkektir, savaş erkektir. Bu topraklara ve dünyanın sayısız coğrafyasına savaşı dayatanlar, darbe yapanlar; sıkıyönetim, OHAL uygulamalarından medet umanlar hepsi erkek siyaset masalarında, erkek karargâhlarında planlarlar bunları ve uygularlar. Şimdi diyorlar ki darbenin karşısında demokratik bir zafer ilan ettik. Şimdi diyorlar ki bu darbe nerden geldi, bizi yanılttılar, bizi kandırdılar. Bizler size nerden geldiğini söyleyelim, bu darbe evlerde her gün kadına şiddet uygulayan erkek egemen sistemden geldi, her gün sokaklarda kadınların katledilmesinden geldi, yaşamın her alanında kadına karşı ayrımcılığı, esareti dayatan zihniyetinden ve uygulamasından geldi.
Bu gün Türkiye’de darbelere, her türlü darbeye karşı, en tutarlı mücadeleyi yürütecek toplumsal kesim kadınlardır. Çünkü her darbe bizleri hedefler, çünkü her darbe ve her savaş bizleri vurur, bizleri vurdu. Önce kadınları vuran, kadınların özgürlük alanlarını gasp eden bu darbeci zihniyete ve siyasete karşı her yerde özgürlüğümüzü savunacağız haklarımızı savunacağız. Bu gün darbeye karşı mücadele adı altında bu zamana kadar mücadele ederek, dişimizle tırnağımızla kazıyarak kazandığımız bütün mevzilerimizi, haklarımızı gasp etmeye çalışıyorlar.” diyerek kadınları darbelere ve OHAL uygulamalarına karşı direnişi yükseltmeye çağırdı. Yüksekdağ konuşmasını, “Darbeye karşı demokrasi adı altında tartıştıkları şeylere bakın değerli arkadaşlar, darbecileri idam edelim, tecavüzcüleri hadım edelim. Yaşamın karartıldığı, ölümün dayatıldığı bir saldırı karşısında dahi sadece öldürmek ve zor kullanmak dışında bir mekanizma bilmiyorlar ama darbenin, faşizmin ve kadına dönük tacizin, tecavüzün nedenlerini, kaynaklarını ortadan kaldıracak bir demokratik zihniyete sahip değiller” sözleri ile devam ettirdi.
Ayrıca, “Bugün darbenin nerden ve nasıl geldiğini hala araştırıp çözmeye çalışanlar eğer kadınların çağrılarına kulak verselerdi tanklar kentlerin meydanlarına inmemiş olacaktı, savaş uçakları bu memleketin meclisini bombalamayacaktı ve böyle bir kaos ve OHAL rejimiyle karşı karşıya kalmayacaktık. Kadınlar ve bütün demokrasi güçleri hep şu çağrıyı yaptık; tankların yanında değil, demokratik halkların yanında olun. Ama onlar bir yıl boyunca tankların yanındaydı. Tankların yanında durursanız tankların kentlere, şehirlere, Cizîr’e, Sîlopî’ye, Silîvan’a girmesini, top atışına tutmasını, o F-16’ların Nisêbîn’i bombalamasını eğer onaylarsanız işte o tanklar, yanında durduğunuz tanklar sizin karşınıza çıkar” diyerek T. Kürdistanı’nda yaşananlara da değindi.
Yüksekdağ’ın konuşmasının ardından miting, “Eylem Ataş’ı istiyoruz”, “Jin Jîyan Azadî” sloganları ve zılgıtlarla sona erdi.