Dersim YDK’dan cezalandırma açıklaması: Kadın düşmanlarına yaşam alanı yok!
Her gün bir yerlerde bir kadının şiddete maruz kaldığını öğrenerek başlıyoruz güne. Şiddete uğrayan kadınların sayısı, şiddetin boyutu her geçen gün biraz daha artıyor. Bu yüzden de kadın mücadelesinin bugün açısından odak noktalarından biri “kadına yönelik şiddetle mücadele” oluyor/olmak zorunda kalıyor.
Özgecan’ın kaybıyla birlikte daha da artan öfkemiz önce sokakları sardı, sonra kadın düşmanlarından nasıl hesap soracağımıza, şiddetle nasıl mücadele edeceğimizi aradığımız tartışmalara dönüştü. Bunun nedeni artık kadınları her alanda baskı altında tutmaya çalışan erkek egemenliğinin çizdiği sınırların sabrımızı ziyadesiyle taşırmasıydı.
Yeni Demokrat Kadınlar olarak 21-22 Şubat’ta taciz-tecavüze karşı bir konferans örgütledik. Konferansımızın ön plana çıkan gündemlerinden biri de mücadele yöntemlerine dair tartışmalar yürüttüğümüz bölümdü. Burada yürütülen tartışmalar kadınların taciz tecavüzle mücadelede ön açıcı önerileri de beraberinde getirdi.
Kadına yönelik şiddetin, tacizin, tecavüzün belli bir adresi olmadığını, bazen en yakınlarımızdan geldiğini önceki pratiklerimizde söyledik. Bu yüzden arınmaya en yakınımızdan başlayacağımızı, bu konuda taviz vermeyeceğimizi önceki birçok pratiğimizde belirtmiştik. Bu kişilerin kimliğinin, kişiliğinin, kendini ifade ettiği politik arenanın hiçbir önemi olmadığını, tacizci kimliğini gizlemek için kendine yer ettiği hiçbir devrimci, demokrat, yurtsever kurumun onun tacizci kimliğini aklamaya yetmeyeceğini geçmiş pratiğimiz ve tacizci Av. Sedat Yurtdaş’ın, kadın düşmanları Servet Çıracıoğlu ve Selçuk Bulut’un akıbetleri göstermektedir.
Bu mücadele ve arınma pratiklerimizin bir parçası olan Dersim YDK olarak işlettiğimiz bir süreci paylaşmak ve yine en yakınımızda duran bir kadın düşmanını teşhir etmek istiyoruz. Bu kişi bir süredir Dersim’de Partizan çevresinde mücadele etme iddiasında olan ARAS (Hayri Güler)’dır. Bu kişinin tacizci kimliğini saklamaya çalıştığı yerin hiçbir önemi olmadığını tekrar ediyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadelemizde hedefimiz olmaktan kurtulamamıştır/kurtulamayacaktır.
Bir kadının şikayeti üzerinden işlettiğimiz sürecin sonunda karşımıza kadınları sistemli bir şekilde taciz eden, kadınların duygularını suiistimal eden bir kadın düşmanı çıktı. Kadınlara yönelik cinsel saldırganlığıyla erkekliğini en yakınımızda yeniden üretmesine müsaade etmeyeceğimizi geçen hafta gerçekleştirdiğimiz cezalandırma ile bir kez daha söylemiş olduk.
Hasta Değil Kadın Düşmanı!
Bu kişinin durumu ya da diğer tacizci, tecavüzcülerin durumu hastalık diye aklanamaz. Kişinin kadınlara yönelik cinsel saldırganlığı münferit değil, sistemlidir. Birçok kadına karşı suç işleyen Hayri Güler’in kadın düşmanı, tacizci, düşkün, çürümüş bir kişilik olduğunu ilan ediyoruz. Bütün demokrat kamuoyunda böyle bilinmelidir ve buna göre muamele görmelidir. Sisteme karşı muhalefetin örüldüğü hiçbir arenada bu ve diğer tacizcilere yer verilmesi mümkün değildir. Tacizcilere bu alanlarda söz hakkı vermek erkek egemen sistemin yeniden üretilmesine kan taşımaktır. Bu yüzden açık söylüyoruz bu durum kadın düşmanlığının parçası olmak demektir.
Kadınlara yönelik şiddetin her türlüsüne, irademizi, kimliğimizi, emeğimizi yok sayan erkek egemen anlayışa karşı mücadelemizi her alanda sürdürmeye devam edeceğiz.
Dersim YDK