Hapishanelerde 80’li yıllara dönüş
HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Meclis Genel Kurulu’nda konuştu. Başaran, “Türkiye’de devam eden savaş ortamının yansıması olarak cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri de artarak devam ediyor. Savaşın bugün cezaevlerindeki yansıması, 1980 döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan uygulamaları aratmayan türden” dedi.
Başaran, “Türkiye’de devam eden savaş ortamının yansıması olarak cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri de artarak devam ediyor. Savaşın bugün cezaevlerindeki yansıması, 1980 döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanan uygulamaları aratmayan türden” diye konuştu.
Başaran konuşmasının devamında şunları dile getirdi:
“Eskiden Diyarbakır Cezaevi’nde “Burası bir cezaevi değil, burası bir askeri okul ve sen burada Türkleşeceksin” deniyordu, bugün Antalya L Tipi Cezaevi’nde zorla “Ne mutlu Türk’üm” dedirtilmeye çalışılıyor. Diyarbakır Cezaevinde “Seni yola getireceğim, hafızanı silip seni en yakınının bile tanımayacağı yeni kişiliğe büründüreceğim” deniliyordu, yine Antalya L Tipi Cezaevi’nde “Allahınız benim” deniliyor.
Uzun bir süredir dile getirdiğimiz ancak hiçbir şekilde gündeme gelmeyen ve bugün de gündem dışında kalan hasta tutsakların durumu… Menemen R Tipi Cezaevi’nde tutulan Sibel Çapraz’ın durumunun her an daha kötüye gitme ihtimali var. Ancak bu konuda herhangi bir adım atılmış değil. Yine, 78 yaşında, ağır hasta olup sürgün yollarında işkenceye maruz kalan Emin Özkan var.
Sincan Cezaevi’nden Tekirdağ Cezaevi’ne yapılan sürgünler esnasında, beyin ameliyatı olan bir hasta tutsağın, özellikle kafasına vurularak darp edildiğini söyleniyor.
Diyarbakır Cezaevi’nden hatırlayalım ve tarihe bir bakalım: Doluluk oranı yüzde 100’ü aşan, 200’lere varan Diyarbakır Cezaevi’nin bir benzerini şu anda yine doluluk oranının yüzde 200’lere vardığını, 60 kişilik koğuşlarda 100-200 kişinin kaldığını görüyoruz. İnsanların yerde yattığını, hiçbir kişisel ihtiyaçlarının giderilmediğini, özellikle kendilerine ‘hazır kuvvet’ denilen bir kuvvetin cezaevi içerisinde örgütlenerek, cezaevindeki tutsaklara işkence yaptığını görüyoruz.
Ben bir İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak bugün İnsan Hakları Komisyonu’na çağrıda bulundum, buradaki üç partinin İnsan Hakları Komisyonu’ndaki üyelerine de bir daha seslenmek istiyorum: Eğer bugün bu hak ihlallerini araştırmayacaksak, otuz yıl sonra, tekrar cezaevlerinde yaşananları araştırma komisyonu kurmayalım. Gelin, geçmişten ders çıkararak hep beraber bu hak ihlaline uğrayanların dertlerine derman olalım, cezalandırılanlara bir daha cezalandırma yolunu açmayalım.”