Hevsel Direnişi Sonlandırıldı
8 bin yıllık tarihe sahip Hewsel Bahçeleri’nin imara açılmasını öngören projelerle birlikte, Dicle Üniversitesi yerleşkesinde 10.000 ağacın kesilerek ihale yoluyla satılması sonucu Hewsel’de çadırlar kurulmuş ve kapitalist düzenin doğa talanına karşı bir direniş başlatılmıştı. 20 gündür ekolojik ve komünal bir yaşamın sürdürülebilirliğine inanan ve bunun için mücadele edenlerin omuzlarında büyüyen Hewsel Direnişi, bugün yapılan bir basın açıklamasıyla sonlandırıldı. Hewsel Direniş Platformu adına yapılan açıklamada Valilik ile yapılan görüşmeler sonucunda bir uzlaşıya varıldığı ve ağaç kesiminin devam ettirilmeyeceğini belirten bir belge gönderildiği belirtildi. Bu durumun direniş ruhunu sönümlendiremeyeceğine vurgu yapılan açıklamada direnişin Newroz’a devredildiği ve Nisan ayında fidanlarla gelerek Hewsel’in doğasının halk tarafından yeniden canlandırılacağı belirtildi. Açıklamanın ardından çadır alanı boşaltılarak, eylem sonlandırıldı.
20 gün süren Hewsel Direnişi’nin kapsamlı bir değerlendirmeye ihtiyaç duyduğu muhakkaktır. Kısa bir değinme yapmak gerekirse direnişin en büyük kazanımı kolektif bir yaşam tarzını, doğal koşullar ve sınırlı şartlar altında üretkenliği artıran bir pratiğe işlemek olmuştur. Geceleri tutulan nöbetler, yemek düzeni, sabah temizlikleri direnişçilerin kolektif katılımıyla yapılmıştır. Ekolojiye dair yapılan kısıtlı tartışmalar küçük bir farkındalık yaratsa da; sisteme karşı girişilen bu mücadele göz önünde bulundurulduğunda oldukça eksik kalmıştır. Bu eksiklik, kendini yangın tehlikesi atlatılmasına rağmen havai fişek kullanımına devam edilmesinde ve sürekli olarak tamamı et içeren hazır yemek tüketiminde de göstermiştir.
Direnişin ilk günlerinden beri dillendirilen komisyon önerileri hayata geçirilememiş; kolektif okuma ve tartışma sistematiği oluşturulamamıştır. Ayrıca direnişin öncesinde oluşturulan koordinasyona, sonraki günlerde direnişin emek sürecine de dahil olan kurumlar katılamamış; süreci şekillendiren kararlar tüm bileşenlerin ortak iradesini yansıtmamıştır. Kadın iradesi de bu noktada nasibini almıştır. Yapılan birçok eleştiriye rağmen, düzensiz alınan toplantılar genellikle akşam saatlerine denk getirilmiş ve kadınların düşük katılımıyla tartışmalar yürütülmeye çalışılmıştır. Bunda bir türlü kopulamayan eril zihniyet etkiliyken, bu durum zaman zaman tartışmalarla aşılsa da cinsiyetçi işbölümünde de göstermiştir.
Hewsel Direnişi birçok kesimde farkındalık uyandırmasına ve kimi zaman mahallelerden destek için gelenler olmasına karşın; katılımın giderek azaldığı ve Amed halkı başta olmak üzere kitlelerin yeterince dahil edilemediği bir süreç olarak da kaydedilmelidir. Bunun yanında Gezi İsyanı’ndaki tecrübeler, Hewsel’e yeteri kadar yansıtılamamış; süreç biraz da el yordamıyla işletilmiştir. Bunda Hewsel Direnişi’ne katılan kitlenin öncesinde benzer bir pratik içerisine girmemiş olması etkilidir. Yine de oluşan ortak ruh anlamında halkları birleştiren köprünün Gezi ve Hewsel arasında kurulmuş olması, mücadeleyi büyütme kararlılığını artırmıştır. Direnişçilerin tamamını etkisi altına alan yoldaşlık ruhu, direnişin başka alanlarında karşılaşmak umuduyla edilen geçici vedalarda ve alanı boşaltırken yaşanan hüzünde yaşam bulmuştur. Geleceğe yüklenen umut ve inanç dolu yüreklerle tarihin direniş sayfalarına, Hewsel de bir not olarak düşülmüştür.
Amed’den bir YDK’lı