İSTANBUL | Esenyurt, Sarıgazi ve Sultanbeyli’de kadınlar pandemiyi ve “normalleşme”yi anlattı
“Pandemiyi bir de bana sor” diyerek başlattığımız kampanya çalışmaları kapsamında haftasonumuzuEsenyurt, Sarıgazi ve Sultanbeyli’de kadınlarla buluştuk; pandemiyi, “normalleşme”yi ve İstanbul Sözleşmesi’ni konuştuk.
İlk olarak dün (8 Ağustos) Esenyurt’ta görüştüğümüz matbaa işçisi bir kadın arkadaşımız, pandemide çalışmak zorunda olanlardan biri olduğunu anlattı. Pandeminin ilk dönemlerinde “evde kal” çağrılarının aslında zenginler için geçerli olduğunu, zengin olanların evlerinde kalabildiğini ama kendilerinin çalışmaya mecbur kaldığını anlattı. “Bu virüs bize bulaşmıyor mu” diye sordu.
Tekstil işçisi arkadaşımız ise çalışmak zorunda olanlardan biri idi. İşsiz kalma korkusuyla bu dönemde çalışmak zorunda olduklarını anlatan arkadaşımız, ilk dönemlerde bile çalışma koşullarının devlet tarafından denetlenmediğini, servislerde ve atölyelerde dip dibe olduklarını anlattı. Virüs kapıp hasta olmak istemediklerini söyleyen arkadaşımız “ama açlıktan da ölmek istemiyoruz” dedi.
“Pandemi insanlarda birbirinden uzaklaşma hali yarattı”
Bugün (9 Ağustos) ilk olarak Sarıgazi’de ev emekçisi bir kadın arkadaşımızı ziyaret ederek pandemiyi ve “normalleşme”yi konuştuk. Pandemide evde kalmanın mutfakta harcanan zamanın artması anlamına geldiğini anlatan arkadaşımız, saatlerce yemek ve temizlik gibi konularda emek harcamasına karşın bu emeğinin giderek daha çabuk tüketilen ve yine de görünmez bir emek olmayı sürdürdüğüne dikkat çekti.
Psikolojik olarak yıpratıcı bir süreç olan pandemide sürekli ailesini korumak için kaygı içerisinde olduğunu söyleyen arkadaşımız, sürecin insanlarda birbirinden sosyal olarak uzaklaşma hali yarattığına da dikkat çekti.
“Pandemide dayanışma ile güçlü kalabildik”
Daha sonra Sultanbeyli’ye giderek kadınlarla buluştuk. Pandemide ciddi anlamda maddi sıkıntılar yaşadıklarını anlatan kadınlar, pandemi öncesinde de kazandıklarının kendilerine günübirlik yettiğini, pandemi sürecinde ellerinde hiçbir birikim olmadığını ve devletten de destek alamadıklarını aktardılar.
13 yaşından beri kuaför olan kadın arkadaşımız, işlettiği kuaför dükkanını kapatmak ve kirasını ödeyemediği için dükkanını taşımak zorunda kaldığını anlattı. Eşi tutsak olan ve günü birlik garsonluk yaparak üç çocuğuna bakan bir diğer arkadaşımız, pandemi süreci boyunca en çok yaşı ufak olan çocuklarının en küçük isteklerini yerine getirememenin kendisini olumsuz etkilediğini söyledi.
Evlere temizliğe giderek iki çocuğuna bakan bir diğer arkadaşımız, pandemi süreci başladığından itibaren çalışmaya gittiği evlerde kendisi otobüse bindiği için kendisinden korkulduğunu ve kendisin de ev sahipleri sık sık yurtdışı seyahati yaptığı için onlardan korktuğunu anlattı ve bu yüzden bir süre sonra işi bırakmak zorunda kaldığını söyledi.
Kadınlar, kendi aralarında kurdukları dayanışma ile güçlü kalabildiklerini ve birbirlerine bu dönemde daha da yakınlaştıklarından bahsettiler.