Kadın gazeteci Ceren’den savunma: “Bir kadın gazeteci olarak Suriye ve Rojava’da yaşananları haberleştirmek görevim”
Yeni Demokrat Kadın aktivisti ve gazeteci Aslı Ceren Aslan’ın 27 Kasım günü görülen duruşması 6 Şubat 2018’e ertelenirken, duruşmada Aslan, “Suriye’de savaş döneminde yüzlerce kadın öldürüldü, köle pazarlarında satıldı, tecavüze uğradı. Bir kadın gazeteci olarak orada yaşananları haberleştirmek benim görevimdi” diyerek savunma yaptı.
9 Şubat’ta habercilik yapmak için gittiği Suriye sınırında kolluk güçleri tarafından işkence ile gözaltına alınan Yeni Demokrat Kadın aktivisti ve Özgür Gelecek gazetesi eski yazı işleri müdürü Aslı Ceren Aslan 5 günlük gözaltı sürecinin ardından tutuklanmış ve Urfa 2 Nolu T Tipi Hapishane’ye konulmuştu.
Gazeteci Ceren hakkında “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarından açılan davanın ilk duruşması, Ceren’in tutuklanmasının üzerinden 9,5 ay geçtikten sonra 27 Kasım Pazartesi günü Şanlıurfa 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Ceren ve avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada, Ceren’in tutukluluğuna devam kararı verilerek, bir sonraki duruşma 6 Şubat 2018’e ertelendi.
“Meslekler için bazı etik kurallar vardır ve bunlar yasalardan bağımsızdır”
Duruşmada gazeteciliğin suç olmadığını söyleyen ve gazetecilik görevleri gereği sınırı geçme girişiminde bulunduğunu belirten YDK aktivisti Ceren “Bazı meslekler açısından belli etik kurallar vardır, bunlar yasalardan bağımsızdır. Örneğin bir avukatın müvekkilinin sırrını saklama yükümlülüğü vardır. Bir doktorun hastasının mahremiyetini hiçbir koşulda ihlal etmemesi gerekir. Bir gazetecinin de haber takibi yaparken yasalardan çok mesleğine bağlı olması, habere ulaşabilmek için her yolu denemesi gerekir.” dedi.
“Bir kadın gazeteci olarak yaşananları haberleştirmek görevim”
Suriye ve Rojava’da süren savaşı ve bunun kadınlar üzerindeki etkilerini aktarmanın kadın gazetecilik görevi olduğunu, bu yüzden de üzerine atılı bulunan suçlamaları kabul etmediğini belirten Ceren, şu şekilde konuştu: “Suriye’de savaş döneminde yüzlerce kadın öldürüldü, köle pazarlarında satıldı, tecavüze uğradı. Bir kadın gazeteci olarak orada yaşananları haberleştirmek benim görevimdi. Yurt dışına çıkışım yasal koşullarda mümkün değildi. Bir gazetecinin her koşulda görevini yerine getirmesi gerektiğini düşündüğüm için sınırı geçmeye çalıştım. Suç işlediğimi düşünmüyorum.”
Sosyal medya hesaplarında yaptığı paylaşımları hakkında açılan “örgüt propagandası” suçlamasına karşılık da, hesabın ve paylaşımların kendisine ait olduğunu söyleyen Ceren, bu paylaşımların “örgüt propagandası” kastı taşımadığını, bunun düşünce özgürlüğü kapsamına girdiğini ifade etti.
“Delil yok ama 3 ayrı örgüte üyelik suçlaması var”
Aslan’ın avukatı ise, Ceren’in 5 gün boyunca gözaltında tutulduğunu ve burada kötü muamele ve fiziksel şiddete maruz bırakıldığını hatırlatarak, “sınır ihlali”nin tek başına suç teşkil etmediğini belirtti. “Örgüt üyeliği” suçlamasına ilişkin olarak ise Yargıtay tarafından belirtilen örgütsel hiyerarşi, fikir ve eylem birlikteliği, kod adı gibi kimi kriterlerin somut olayda yer almadığını belirterek, hiçbir delil bulunmamasına rağmen müvekkilinin dosyaya giren kaynağı belli olmayan bir “Kişi Kartı Raporu”nda “DHKP-C”, polis fezlekesinde “TKP-ML”, iddianamede ise “PKK/KCK-PYD” örgütüne üye olmakla suçlandığını söyledi. Sosyal medya paylaşımlarının müvekkilinin yazı işleri olduğu gazetenin haberlerini içerdiği ve müvekkilinin bu haberler nedeniyle yargılandığını belirten Ceren’in avukatı, 9 aydır tutuklu bulunan müvekkilinin bu süre dikkate alınarak tahliye edilmesini istedi.
Savcı ise “kuvvetli şüphenin varlığı dikkate alındığında sanığın bu aşamada hakkında adli kontrol tedbiri verilmesinin yetersiz kalacağını” söyleyerek tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti de Ceren ve avukatının tahliye taleplerini reddederek tutukluluğun devamına, Ceren hakkında açılan diğer dava dosyaları ile halihazırdaki davanın birleştirilmesine ve bir sonraki duruşmanın ise 6 Şubat 2018’e ertelenmesine karar verdi.
Ceren’in avukatları ise hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle karara itiraz ettiler. (Özgür Gelecek’ten faydalanılmıştır.)