Patriyarkanın çalışma hayatında kadını yok sayma, sindirme ve ekonomik şiddet saldırıları karşısında pandemi döneminde online toplantılarda bir araya gelmeye başlayan çeşitli alanlarında çalışan kadınlar, “Kadın İşçi” kendilerini ifade ederek çalışmaya başladı.
Kadın İşçi, tartışmalarına başlamasıyla birlikte, çeşitli iş alanlarında emeği sömürülen kadınların harcadığı emeği daha fazla görünür kılmak için mücadele yürütmekte. Aynı zamanda sendika ve sol siyasi kurumlarda görünmeyen kadın emeği ve sözünün sadece görünürde değil eylem ve pratikte de var olması için mücadele etmekte. kadinisçi.org internet sitesi üzerinden de yayın yaparak çeşitli alanlarda çalışan emeği sömürülen, işsizlik tehditti yaşayan ve iş alanlarında çeşitli şiddet türlerine maruz bırakılan kadınların deneyim ve mücadeleleri ile ilgili haber ve söyleşiler yayınlamakta.
Bizlerde Yeni Demokrat Kadın olarak, Kadın İşçi’yi ve mücadelesini okurlarımıza tanıtmak amacıyla kadın işçi emekçleri, Seval Öztürk ve Nilgün Kutal ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Röportajımızı sizlerle paylaşıyoruz.
YDK: Kadın İşçi olarak bir süredir söyleşi, deneyim vb. gibi paylaşımlar yapmaktasınız, bu fikir nasıl açığa çıktı, Kadın İşçi kendisini nasıl tanımlıyor?
Kadın İşçi ücretli-ücretsiz emek alanında çalışan, bağımsız feminist bir grup kadının oluşturduğu bir yapıdır. Bağımsızız ama tarafsız değiliz. Ücretli-ücretsiz kadın emeğinin görünürlüğünü sağlamak ve bu alandaki kadın grev, eylem ve direnişlerini desteklerken, sendikal alan dışında kadın emeğine dair politika üretmek ve kadınlık hallerine feminist bir bakış, yorum getirmek istiyoruz.
İlk fikir bütün kadınların ortak sorunu olan patriyarkanın çalışma hayatındaki kadını yok sayma sindirme ve ekonomik şiddet gösterme haline olan tepkimizle ortaya çıktı. Bizler çeşitli alanlardan gelen öğrenci, akademisyen, işçi, hemşire, sendikalarda çalışan, gazeteci vs kadınlarız. Çoğumuz birbirimizi kadın eylemlerinden, sendikalardan, STK’lardan tanıyoruz. Farklılıklarımıza rağmen, kadın emeğine bakışımızda ve kadın emeği alanında bağımsız feminist bir odak olması gerektiği konusunda anlaşıyoruz. Pandemi sürecinde yaptığımız toplantılarda şekillenen kadın işçi, süreç içerisinde dernekleşti. Şu anda bir de büromuz var.
YDK: Daha çok kadın emeğinin görünür kılınması üzerine haberleriniz var, siz daha çok hangi ihtiyaç üzerinden ilerliyorsunuz, bu ihtiyacı nasıl tarifliyorsunuz?
İş yerlerinde bütün kadınların maruz kaldığı hak gaspları var. Mesela eş değerde işe, eşit ücret alamıyoruz. Aynı sürede aynı işi yapmamıza rağmen sırf erkek olduğu için bizden daha fazla ücret alıyorlar. Fiziksel üstünlük bahanesine sığınıyorlar. Erkeklerin hala evin reisi sayıldığı toplumumuzda kadınların da ev geçindirdikleri yalnız yaşadıkları gerçeğini görmezden geliyorlar. Bu bizim için mücadele alanıdır. Kadınların ev ve bakım emeğinin sömürüldüğü, ikincil yüklerinin ekonomik şiddetle perçinlendiği iş yerlerini ve bu durumu gözler önüne sermek bizim için önemli. Sendikaların ve sol siyasi yapıların ihmal ettiği örgütlenme alan ve biçimlerine kadınlar olarak sahip çıkıyoruz. Kadınların sendikalar ve sol siyasi yapılarda gerçekten söz sahibi olduğu görünürde değil, eylem ve pratikte de var olmasını savunuyoruz.
Kadın işçi sağlığının genel geçer işçi sağlığı ve iş güvenliği anlayışı içinde eritilmemesi gerektiğini bunun ayrı bir alan olduğunu söylüyoruz. Örneğin; radyoaktiviteye maruz kaldığı için rahim kanseri olan hosteslerin, deneyimlerinin kadın işçi sağlığı ve güvenliği anlayışına yansıması bu konuda gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyoruz. Ağır ve tehlikeli iş kolu sayılmayan sağlık alanında çalışan kadınların risk analizlerinin yapılmasını istiyor, fabrikalarda cinsel taciz, şiddet ve ergonomik sorunlar yaşayan kadın işçilerin bu sorunlarının görünür kılınması da bizim için önemli. Ücretli ücretsiz emeğimizle ilgili söz sahibi bizleriz. Alanda hukuki sorunlarla karşı karşıya kalan kadınlar için ücretsiz hukuk danışma hattımız mevcut. Herhangi bir hak gaspı, sorun, taciz ve istismar söz konusu olduğunda bize danışabilirsiniz. Kadın dayanışması ve feminist bakış açısı bizleri bir araya getirecektir.
YDK: Şimdiye kadar nasıl çalışmalar yaptınız, Kadın İşçi nasıl bir çalışma zemini üzerinden hareket eder? Bu çalışmanın heyecanı ve tabiki zorluklarını bizimle paylaşır mısınız?
İlk olarak Kadın İşçi ismi ile haftalık internet yayını yapmaya başladık. Pandemi sürecindeki kapanmalar ile ev içi emeğin ücretli emekle birlikte sürdürülmesinin handikaplarını ele aldık.
Bakım emeği, zihinsel yük, kod 29 ile hukuksuzca işten çıkartılar kadın emekçilerin durumlarını ele aldık. Kadın emeği kadın işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında bizim gibi bağımsız feminist çizgide çalışan kadın örgütlerini ele aldık. Bunların arasında erkekleri de üye kaydeden ama onları hiçbir biçimde yönetimlere almayan Güney Kore Kadın Sendikası da vardı. Çeşitli emek alanından kadınların iş yerindeki karşılaştıkları şiddet cinsel ayrımcılık ekonomik şiddet ve hak gaspları ile ilgili haberler yaptık. İstanbul Sözleşmesi’nin iptali ile ilgili yapılan kadın eylemlerinde alanlarda mücadele verdik ve bunu haberleştirdik. Dergimizde sizin hikâyeniz bizim hikâyemiz bölümünde kadınların yaşam ve emek öykülerine yer verdik.
Online etkinlikler düzenledik ve tartıştık. Bunları yaparken kimi zaman üzüldük, kadınların acılarını içimizde hissettik, kimi zaman içimiz coşkuyla doldu. Mücadelenin ve kadın dayanışmasının umudumuzu yeşerttiğini biliyoruz ve gücümüze inanıyoruz.
YDK: Son olarak yayın yapan bir internet siteniz var. Kadınların deneyimlerine yer veriyorsunuz. Nasıl bir yayın çizginiz var? Örneğin yazılar, deneyimler ifşa, şikâyet veya talep içerikli olursa nasıl bir değerlendirmeye tabi tutuyorsunuz?
Kadın emeğini değersizleştiren, işyerlerinde ya da evlerde kadınlara şiddet uygulayan yapılar, kurumlar, kişiler ister oy verdiğimiz partiler isterse de üye olduğumuz yapı ve sendikalar olsun bizim mücadele alanımıza giriyor. Bu konuda bize yazan kadınların yazılarına olduğu gibi yer veriyoruz, sansür uygulamıyoruz. Kadınlar lehine uygulamalarına destek çıkarak, haberleştiriyoruz. Bir yazı grubumuz var. Yazıyla ilgili fikir alış verişinde bulunarak, metini feminist bakış açısı ile inceliyoruz. Her türlü emek hallerine dair yazılan yazılar, paylaşımlar bizim için ve kadın mücadelesi için tarihe not düşmek bakımından ve politika üretmek açısından çok kıymetli.