Kadınlar: “Açlık grevine ses verin!”
İHD, (İnsan Hakları Derneği) TİHV, (Türkiye İnsan Hakları Vakfı) KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) ve İstanbul Tabip Odası üyesi kadınlar, cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin basın açıklaması düzenledi.
İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İstanbul Tabip Odası ve KESK İstanbul Şubeler Platformu üyesi kadınlar, cezaevlerinde 58 gündür devam eden açlık grevlerine ilişkin İstanbul Tabip Odası’nda basın toplantısı düzenledi. İHD Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. İncilay Erdoğan, TİHV Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve KESK Şubeler Platformu adına İpek Deniz’in yanı sıra kadın örgütlerinden temsilciler katıldı.
Açıklamada konuşan İHD Genel Başkanı Av. Eren Keskin, açlık grevindeki tutukluların temel üç talepleri olduğunu belirtti. Keskin, “PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağır tecrit koşullarının kaldırılması, Kürt illerinde gerçekleşen yıkım ve yasaklara son verilmesi, Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine son verilmesi” talepleri ile açlık grevine başladığını belirtti. Tutukluların aslında bütün bir coğrafya için demokrasi talep ettiklerini ve demokrasi için bedenlerini ölüme yatırarak herkesin onurunu ve vicdanını temsil ettiklerini vurgulayan Keskin, tutukluların taleplerinin dikkate alınması gerektiğini söyledi
TİHV başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, tutukluların su, tuz, şeker, karbonat, B1 vitaminine ulaşmalarının engellenmesinin uluslararası hukukta işkence anlamına geldiğini belirtti. Bu durumun yetkililerin işkence suçu işlediği anlamına geldiğini, onlarla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını belirten Fincancı, açlık grevinde bulunan tutuklularla ilgili bilgilere ulaşmak konusunda da ciddi engellemeler bulunduğunu kaydetti.
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. İncilay Erdoğan ise, 23 hapishanede 217 tutsağın açlık grevinde olduğunu, birçok yerde açlık grevlerinin 58. gününe girdiğini belirterek, “Kadınlar olarak 96 ve 2000 ölüm oruçlarına tanıklık ediyoruz. Bizler bundan sonraki süreçte kalıcı rahatsızlıkların olmaması için buradayız” dedi
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. İncilay Erdoğan basın açıklamasını okudu. İncilay, “Biz sağlık meslek örgütlerinden ve insan hakları savunucusu kadınlar olarak cezaevlerinde açlık grevlerinin geldiği aşamada karşılaşabileceğimiz ölümler, sakatlılar için kaygı duyuyor ve gündemin hızla değiştiği, değiştirildiği bir dönemde insan yaşamından daha önemli hiçbir şey olmadığını Türkiye kamuoyuna bir kez daha hatırlatıyoruz!” diyerek cezaevlerindeki tutsakların 15 Şubat 2017 tarihinden itibaren süresiz dönüşümsüz açlık grevine başladıklarını ifade etti. İzleyebildikleri ve tespit edebildikleri ve halen açlık grevi devam eden cezaevlerindeki tutsak sayıları şöyledir:“23 farklı cezaevinde 41’i kadın olmak üzere toplam 217 mahpusun süresiz-dönüşümsüz açlık grevi devam ediyor. “ diyen kaydeden İncilay, “Açlık grevlerinin hapishanelerde tecrit uygulamaları, her türden keyfi muameleler, işkence ve kötü muamele iddiaları, sürgün ve sevk uygulamaları, keyfi disiplin cezaları, mahpusların sağlık sorunlarının zamanında ve etkili bir şekilde çözülmemesi, ağır hasta mahpusların tedavi edilmemesinin yanı sıra tahliye edilmemeleri gibi sıralayabileceğimiz çok sayıda sorun bulunmaktadır. Bu nedenle devam eden açlık grevleri ile ilgili olarak sağlık ve insan hakları örgütleri olarak aşağıda belirttiğimiz taleplerimizin öncelikle Adalet Bakanlığı ve kamuoyu tarafından dikkate alınması gerekmektedir. Açlık grevinde bulunan mahpusların düzenli sağlık kontrollerinin yapılması ve TTB tarafından görevlendirilecek hekimlerin cezaevlerinde muayene yapmalarının sağlanması”nı istedi. İncilay, bağımsız heyetlerin hapishane inceleme ve ziyaret yapmalarına izin verilmesini isteyerek “Sakatlıkların önlenmesi için mahpuslara mutlaka su, tuz şeker ve karbonata ek olarak B vitamini temin edilmesi ve ekte sunduğumuz bilgi ve izlem kontrol listelerinin avukatlar aracılığıyla hızla yaygınlaştırılması” gerektiğini vurguladı. İncilay, “Bu ülkenin açlık grevleri tarihinde yaşanmış acılara yenilerinin eklenmemesi konusunda tüm kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyor, Şair Yannis Ritsos’un Barış’ı çağıran şiirindeki deyişiyle yeryüzünün yara izlerinin el birliği ile kapatıp, ağaçlar diktiğimizde top mermilerinin açtığı çukurlara, ruhumuzda açılacak yeni yaralar olmasın diyoruz.”diyerek basın açıklamasını sonlandırdı.