Kadınlar köylerdeki çalışmalarına devam ediyor
Dersim/Pulur (Ovacık): Yeni Demokrat Kadın olarak Dersim’in Pulur(Ovacık) ilçesin’de yürütmekte olduğumuz kadın çalışması devam ediyor.
Belirlediğimiz plana uygun olarak, genel çalışmaların sonrasında özgün kadın çalışmalarımıza başlamış ve belirlediğimiz köylerde etkinlikler beraberinde kadınlarla buluşmaya başlamıştık. Çalışmamızın ilk adresi olan köyde oldukça olumlu tepkiler almış ve bu deneyimden aldığımız güçle yolumuza devam etmiştik.
Bu kez çalışmalarımızın adresi politik bir tabanı bulunan bir köydü. Kadınların evlerinde onların yaşamlarına tanık olmaya, kadın yanlarımızı ortaya koymaya çalıştık. Sohbetlerimiz sırasında şiddetin çeşitleri, kadın emeği, özgün kadın çalışmaları üzerine tartışmalar yürüttük, anketlerimizi yaptık. Kadınlar bizlere köydeki kadınların en çok ekonomik şiddete maruz kaldıklarını, yaşamlarını çalışarak geçirdikleri halde emekleri üzerinde hiçbir söz hakkı olmadıklarını ve sürekli bir erkeğe ekonomik olarak bağlı bulunduklarını belirttiler.
Genelde yaz aylarında yurt dışından gelenlerin bulunduğu köyde, kadın sorunu ve burjuva demokrasisindeki boyutu üzerine sohbetler ettik. Hollanda’dan gelen ve töre cinayetleri üzerine Diyarbakır, Mardin, Dersim gibi bölgelerde saha çalışmaları yürüten bir kadın bizlere bu cinayetlerin Hollanda’da da yaşandığını; fakat bakanlıkların bu konuda çalışma yürüterek önleme yöntemlerini araştırdıklarını anlattı.
“Kadınların yaşadığı en büyük sorun nedir?” sorusuna hiç düşünmeden “tecavüz!” cevabını veren kadının bunu sesini kısarak ve kimseye duyurmadan söylemeye çalışması bizler açısından oldukça çarpıcıydı. Erkeğin kadına yönelik cinsel şiddetinde dahi kadını suçlu gören toplumsal anlayışa vurgu yaptığımız sohbetimizde, bu sebeple gizlenen cinsel şiddetin kadınların mücadelesiyle açığa çıkarılabileceğine vurgu yaptık. Beraberinde köylere dönüşlerin kadınlara yansımasını tartışarak; kadınların köylere dönme noktasında tereddüt göstermesi gerçekliği karşısında bunun koşullarının oluşturulabileceğini belirttik.
Zaman sorunu nedeniyle kısa tuttuğumuz sohbetlerimizi akşam gerçekleştireceğimiz film gösterimi ve sohbete çağrılar yaparak sonlandırdık. “Dört kadın” isimli kısa filmin gösterimini yaptığımız etkinliğimiz, bizler açısından sönük geçti. Muhtarlık seçimleri sürecinde köyde yaşanan birtakım sıkıntıların halkı kutuplaştırması etkinliğe önemli oranda yansıdı. Köprünün adeta bir sınır işlevi gördüğü köyde, muhtar adayları üzerinden ailelerin husumet gütmesi, kadınların belki de fikirlerinin dahi alınmadığı bir konuda karşı karşıya gelmelerine sebep olmuştur.
Bizler açısından kadın mücadelesini baltalayan bir yerde duran bu husus, kadın sorununa ilişkin bir gerçekliğe de temas etmektedir. Köylerde henüz ortadan kalkmamış feodal ilişkiler beraberinde, kişilerin yaşadığı sorunu aileler arası ve özelde de kadınlar arası bir sorun haline getirmiştir.
Oysa ki, benzer baskı, şiddet, emek sömürüsü altındaki köy kadınlarının husumet besleyebilecekleri tek husus ataerkil sistem olmalıdır.
Bu anlamda kadınların öz örgütlenmesi özel bir yerde durmakta ve daha yoğun bir emek istemektedir. Olumsuz sonuçları olsa da deneyim olması itibariyle önemsediğimiz bu çalışmanın ardından çalışmalarımız devam edecektir.
