“Kürt’sen, Geverli’ysen, bir de Kürt siyasetçi bir kadınsan…”
Gecenin kör vakti… Dışarıda yine çatışma sesleri… DBP’li siyasetçi Sibel Çapraz, halkının güvenliğinden duyduğu endişeyle sokağa çıktığında, zırhlı araçtan açılan ateşle vurulur.
Çünkü burası Gever’dir, Kürdistan’dır…
Ölmez, hayatta kalır ama Kürt olmanın, Geverli olmanın, Kürt siyasetçi bir kadın olmanın bedelini ödemesi için devletin zalim, faşist aklı devreye girer.
Yaralı halde ve henüz ilk ameliyatını yeni olmuşken “kaçabilme ihtimali” olduğu gerekçesiyle hapishaneden çıkarılarak İstanbul Bakırköy Kadın Hapishanesi’ne götürülür ve ardından da İzmir-Menemen R Tipi Hapishane’ye…
Ergin Aktaş’ın da olduğu ve sadece kendisiyle Aktaş’ın siyasi tutsak olarak tutulduğu o işkenceci hapishaneye…
Açlık grevine girdiği için disiplin soruşturması…
Ergin Aktaş için bilgi verilen, İHD İstanbul Şubesi’nde 3 Ekim günü gerçekleştirilen basın toplantısında durumu aktarılan tutsaklardan biri de Sibel Çapraz oldu. Avukatı Banu Güvener, siyasi tutsakların devletin kirli yüzünü iki kez gördüklerini belirterek, Çapraz’ın yaşadıklarının asıl gerekçesinin Geverli ve Kürt bir siyasetçi olmasından kaynaklandığını söyledi.
Haklı.
Çünkü henüz ameliyattan yeni çıkmış ve narkozun etkisi altındayken, sedyeyle çıkarıldığı hakim tarafından tutuklanma kararı verildi. Tedavisine devam edilmesi gerekirken, bağırsakları dışarıda ve bir eli tutmaz bir şekilde hapishaneye konuldu. Tedavi edilmesi amacıyla Menemen Hapishanesi’ne sevk edilmesine rağmen burada kapacağı en ufak bir enfeksiyon yaşamına mal olabilir.
Ancak tüm bunlara karşın Çapraz, hapishanede hiçbir şekilde yaşam koşulu bulunmadığı için kısa süreli açlık grevine başlamış, açlık grevi yaptığı için hakkında hapishane idaresi tarafından disiplin soruşturması başlatılmıştı.
“Devlet sorumlu”
Çapraz’ın olması gereken ikinci ameliyatı için son tarih Ağustos başıydı. Ancak aradan 2 ay geçmesine karşın hala bununla ilgili adım atılmış değil.
Çapraz’ın bağırsaklarının şu an çalışmıyor olma ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Güvener Çapraz’ın sağlık durumunun hayati bir risk taşıdığını anlatarak, “Çapraz’ın başına gelebilecek her şeyden devlet sorumludur” dedi.
(Kaynak: Özgür Gelecek)