“Mükemmeliyet ve erk”ten arınmış bir çalışma için 2. Kadın Buluşması
Yeni Demokrat Kadın, 11-12 Ekim tarihlerinde gerçekleştirmeyi planladığı 2. Kadın Buluşması’nı Kobanê Serhildanı ve bu serhildanda yaşamını yitirenler nedeniyle ertelemişti. 25-26 Ekim’e ertelenen buluşma; “Kurumsallaşma”, “Kadın Alanları”, “Önümüzdeki Süreç” başlıklarının tartışılmasıyla gerçekleşti. Ankara’da, İnşaat Mühendisleri Odası’nda gerçekleşen buluşmaya; Ankara, İstanbul, İzmir, Amed, Aydın, Antakya ve Mersin’den kadınlar katıldı.
“Mükemmeliyetçilikten kurtulup adım atalım”
“Kurumsallaşma” konusunun tartışıldığı ilk gün, buluşmanın önemi ve 2 günlük planlamanın yapılması ve ardından Kobanê direnişinde şehit düşen savaşçı kadınlar ile İran’da idam edilen Reyhaneh Jabbari başta olmak üzere mücadeleci kadınlar şahsında yapılan saygı duruşu ile başladı. Daha sonra Bakırköy, Gebze ve Sincan Kadın Hapishanelerinden Tutsak Partizanlar’ın yolladığı mesajlar okundu.
“Kurumsallaşma”nın bizlerde ne canlandırdığı sorusu ile gündeme giriş yaptık. Kurumsallaşma denildiğinde genelde akıllara gelenler ise şöyle; dernekleşmek, buluşmaların düzenli bir periyotta devam etmesi, web sitesinin daha düzenli olması, düzenli bir yayına ve programa sahip olması ve en önemlisi de yalnızca bu çalışmaya odaklanacak kadın kadrolarını yaratabilmesi…
Bulunduğumuz her alana kadın bakış açısını taşımanın, gittiğimiz her yerde YDK’yı kendimizle götürmenin, YDK olmanın öneminden bahseden kadınlar; son bir yılda bu konuda adımlar atıldığının altını çizdiler. Ancak bugün eksiklik olarak önümüze koyduğumuz ve kurumsallaşma denildiğinde aklımıza gelen vurguların hepsinin bizlere ait bir görev olduğunu hatırlatan kadınlar; var olan örgütsel gerçekliğimizi dikkate almamız, ancak buna esir olmamamız gerektiğini söylediler.
YDK çalışmasının daha emin adımlarla ilerlemesi için kendi faaliyetçilerini yaratmasının ancak şu anki kadın gücümüzün kadın bilinci ile donanması ile mümkün olabileceğini belirten kadınlar; YDK çalışmasının tali durumda kalmasına engel olmak, bulunduğumuz her yerde, her mücadele alanında kadınların iradesini açığa çıkaracak kadın alanları yaratmanın ilk ve öncelikli olduğunu vurguladılar.
Kadın çalışmasında kurumsallaşmanın en önemli ayağının istikrar ve ısrar olduğu konusunda ortaklaşan kadınlar, uzun süredir tartışılan komisyon kurma gibi konularda artık mükemmeliyetçilikten kurtulup adım atmanın zamanı olduğunu belirttiler. Kadın çalışmasından “mükemmel sonuçlar” bekleyen mükemmeliyetçi yaklaşımın tam da kadın rollerimizle yakından ilgisi olduğunu söyleyen kadınlar, bu konuda kendimizle hesaplaşıp küçük de olsa başarı elde edebilmek için cüret etmek gerektiğini belirttiler.
Sincan ve Gebze Kadın Hapishaneleri’nden kurumsallaşma üzerine gönderilen yazıların ve 1 yıllık faaliyet planı örneğinin okunarak tartışıldığı ve birçok noktada ortaklaşıldığı birinci günün sonunda her alan, kendi bölgesinde 1. buluşmadan bu yana gerçekleştirdiği çalışmaları aktardı. Ardından Yüksel Caddesi’nde Hasta Tutsaklara Özgürlük İnisiyatifi tarafından hem hasta tutsaklara özgürlük talebi hem de hapishanelerde PKK/PJAK’lı tutsakların açlık grevine destek için yapılan eyleme YDG ve Partizan ile birlikte katıldı. Bu eylemin ardından ise Cumartesi Anneleri’nin oturma eylemlerinin 500. Haftasına destek için gerçekleştirilen eylemde de yerini aldı kadınlar.
“Kadın alanı yaratmak, dayanışmayı örmek demektir”
“Kadın alanları” tartışması ile başlayan 2. günün ilk tartışma konusu “Kadın alanı ne demektir?” sorusu oldu. “Erk’ten, erkekten arınmış, kadın bakış açısını taşıyan, kadının irade ve inisiyatif sahibi olabildiği alanlar” şeklinde özetlenebilecek tartışmalarda, kadın alanı yaratmanın önkoşulunun iktidarı temsil eden erkeklerin olmaması olduğuna vurgu yapıldı. Kadın alanlarının bizim açımızdan erkek egemenliği ile yoğrulmuş “kamu yaşamı”nda kadın olarak var olabilme mücadelesinde bir hazırlık sahası olduğunu da vurgulayan kadınlar, böylesi alanların kadının güçlenmesine vesile olacağının altını çizdiler.
Daha sonra “Erk, cinsiyetli bir kavram mıdır?” sorusu üzerinden yapılan ve oldukça canlı geçen tartışmalarda kimi kadınlar, erk/iktidarın temsiliyetinin yüzde yüze yakın bir oranda erkeklere ait olduğu gerçeğinden yola çıkarak erk’in cinsiyetli bir kavram ve de cinsiyetinin erkek olduğunu; ancak yine de bunun kadının erk olamayacağı anlamına gelmediğini söylediler. Kimi kadınlar ise kadının toplumsal rollerinden kaynaklı erk olamayacaklarını söylerken, buna karşı kadınların bir kısmı kadının kendisini kamusal alana kabul ettirmek ve kendisine alan açmak için erk olabileceğini savundu.
“Sincan Hapishanesi’nden kadın alanları üzerine gelen yazıda olduğu gibi kadın alanı yaratmak, her çalışmada kadın dayanışmasını örmekle mümkün olabilir” diyen kadınlar, “Birbirimizi anlamadan sevemeyiz, sevmeden kadın dayanışmasını gerçek anlamda öremeyiz” diyerek; kadın cinsinin birbirine düşman edilmesine karşılık dayanışmayı büyütmek gerektiğine karar verdiler. “Önümüzdeki süreç” tartışmalarında ise “25 Kasım”, “Yayın”, “Taciz-Tecavüze Karşı Alternatif Konferans” alt başlıklar tartışıldı.
Buluşmada alınan kararlardan bazıları şöyle:
– Buluşmanın ardından alanlara dönen tüm kadınlar, burada birer toplantı düzenleyerek buluşmayı aktarma ve alınan kararları hayata geçirmek için bir program hazırlama.
– Çeşitli alanlarda komisyonlar oluşturma.
– Hukuk Komisyonu kurma yönelimi ile hareket ederek, YDK’lı kadın avukatların biraraya gelmesi.
– Komisyon tarzı çalışma konusunda yaptığımız tartışmaları yazıya dökme.
– Program çalışması için plan çıkaracak ekibin hazırlık yapması.
– Sosyal medyada kadın alanı yaratma.
– 25 Kasım süreci için şiddete karşı Arin Mirkan ve Reyhaneh Jabbari’nin tavizsiz direnişini gündemleştirme ve 20 Kasım Nefret Cinayetleri Mağduru Transları Anma Günü eylemlerine dahil olma.
– Yine 25 Kasım’a özgülenen bir broşür, bildiri ve afiş hazırlama ve bunun bütçesini kadınların kendilerinin yaratması.
– Şubat ayında gerçekleştirmeyi planladığımız “Taciz-Tecavüze Karşı Alternatif Konferans” için oluşan ekibin hazırlık yapmaya başlaması.