“Savaş politikaları barış için tehdittir”
İstanbul: Rojava’ya destek için Barış Annelerinin Aksaray metrosu girişinde kurduğu direniş çadırı 7. gününde devam ediyor. Devletin çadır kurmasına engel olduğu Barış Anneleri, şemsiyelerle kendi çadırlarını kurarak yağmur, sıcak demeden gece gündüz bekleyişlerini sürdürüyor. Ayrıca çadırın yanında Abdullah Öcalan için kurulan imza standına ilgi yoğun iken, Öcalan’ın özgür kalması için Kürtçe, Türkçe ve İngilizce ajitasyonlar çekiliyor.
Barış Annelerinin direnişinin 7. gününde Barış İçin Kadın Girişimi direniş çadırını ziyaret etti. Metro’dan çadıra doğru ellerindeki ‘Bijî yekitîya jinan’, ‘Katliam değil gerçek barış istiyoruz’, ‘Rojava’dan Gazze’ye kadınlar direniyor’ yazılı dövizlerle yürüyen kadınlar sık sık “Barış için ısrar ediyoruz”, “Jin, jîyan, azadi” sloganlarını attı. Anneler tarafından büyük coşkuyla karşılanan Girişim, çadır önünde bir basın açıklaması yaptı.
“Barış süreci tehlike altında”
Nisa Göksel tarafından okunan açıklamada Girişim’in temas ve gözlem grubunun 15–16 Temmuz 2014 tarihlerinde Suruç, Birecik’e bağlı Ziyaret köyünde, Diyarbakır Valilik parkında ve Lice Merkez ile Cellik direniş çadırlarında gerçekleştirilen bir dizi görüşme sonucu ‘barış sürecinin’ tehdit altında olduğu tespiti yapıldı.
Süreci tehdit eden politikalara değinen Göksel “Birincisi, Kobanê kantonunun karşı karşıya kaldığı IŞİD saldırılarıdır. Bu saldırılar ve bunlara hükümetin bazen açıkça bazen de el altından destek sağladığı kanısı bölgede yaygındır ve barışın Kobanê’nin geleceğine bağlı olduğu herkes tarafından paylaşılan bir görüştür” diye devam etti.
Ayrıca Amed’deki Barış Anelelerinin karşısına çıkarılan ve çocuklarının dağdan inmesini isteyen diğer anne grubunun devlet tarafından örgütlendiğini belirttiğini söyleyen Göksel, Barış Annelerinin sadece kendi çocukları değil tüm çocuklar dağdan dönebilmesi için oturduklarını ve bunun için de savaşın bitmesi gerektiğini vurguladı.
“Halkın barışa olan inancı zedeleniyor”
Açıklamanın devamında Göksel Licê’nin Cellik mevkiinde kurulan çadırın ise, kalekol ve baraj yapımının engellenmesi için kurulduğunu ve hendeklerle bu inşaatları durdurmaya çalıştıklarını dile getirerek oradaki direnişe destek veren halkın da bu inşaatları ve direnişte ölümlerin yaşanmasını savaşa hazırlık olarak yorumladığını ve barışa olan inançlarını kaybetmeye başladıklarını belirtti.
Açıklamanın devamında yaşananlara sessiz kalınmasının Kürtleri Türk halkından uzaklaştırdığını belirten Göksel diyalogsuzluğun körüklenmesinin bir sorun olduğunu belirterek barışın ancak toplumların birbirini anlamsıyla gerçekleşebileceğini vurguladı. Son olarak Göksel: “Barışın gittikçe uzaklaşması tüm Ortadoğu halklarını tehdit eden bir hale gelmiştir. Türk kamuoyundan farklı olarak Kürtler kendilerini Ortadoğu’nun bir parçası olarak görmekte ve İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliamlarla IŞİD’in Suriye ve Irak’ta gerçekleştirdiği katliamları birbirinden ayırt edememektedirler. Bugün Kürt kadınları ve tüm Ortadoğu’yu kapsayan barış taleplerini simgeleyen çadırlarını İstanbul;’un göbeğine kurmuşlardır. Ve biz kadınlar da buradayız çünkü bu çadırların ve nöbetlerin toplumlararası diyalogun ve kalıcı bir barış inşasının başlangıcı olması hepimizin dileğidir” sözleriyle açıklamayı sonlandırdı. Açıklamanın ardından “Rojavalı kadınlar yalnız değildir” sloganlarının atıldığı ziyarette Girişim’e teşekkür eden Barış Annesi Güler Buğday, Kürtçe “Rojavalı kadınların mücadelesini selamlıyoruz. Orada kadınların birliğiyle bir savaş veriliyor ve umuyoruz daha çok destekle barış mücadelesi başarıya ulaşır. Desteğiniz için teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından Barış İçin Kadın Girişimi’nin, çadıra geçerek annelerle sohbet etmesiyle destek eylemi sonlandırıldı.