Güncel

Sedat Yurtdaş, davayı “FETÖ kumpası”na bağladı!

H. Merkezi: Yanında çalışan Yeni Demokrat Kadın (YDK) aktivisti kadın avukata cinsel tacizde bulunan avukat Sedat Yurtdaş hakkında, “Basit cinsel taciz” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü; Sedat Yurtdaş, davanın “FETÖ’nün kumpası” olduğunu savundu.

Tacize maruz kalan A.K. ve avukatlarının katıldığı duruşmaya YDK, ÖGK, KESKESOR, SKM, ESP üyeleri izleyici olarak katılırken, Sedat Yurtdaş ve avukatları hazır bulundu. Sedat Yurtdaş’ın, duruşmaların kapalı yapılması için sözlü talepte bulunarak, bu konuda hazırladığı dilekçeyi mahkeme heyetine verdiği duruşmada, söz alan A.K.’nin avukatları ise davanın sıradan bir dava olmadığı, basın ve kadın örgütlerinin takip ettiğini belirterek, yargılamanın açık yapılmasını istedi. Mahkeme Yurtdaş’ın talebini reddetti.

Yurtdaş, “Dava FETÖ’nün kumpası!”

Yurtdaş, savunmasında cinsel tacize maruz kaldığını söyleyen A.K’nin ruh sağlığının bozulduğuna dair uzman bilirkişiden aldığı raporun gerçek olmadığını, cinsel tacizde bulunmadığı savundu. A.K’nin sosyal medyada tanıştığı bir kişinin evine giderek alkol içtiğini, uygunsuz hareketlerde bulunduğu ileri sürerek, beyanlarına itibar edilmemesini savunan Yurtdaş, davanın iddianamesini hazırlayan savcının ve davayla ilgili karar veren Yargıtay’ın ilgili dairesinde görevli iki hakimin “FETÖ/PDY” soruşturması kapsamında meslekten ihraç edildiğini belirtti. Sedat, “Eski bir milletvekili olarak TRT 6 Kürtçe program sunduğum için FETÖ bana kumpas kurdu. Bu dava planlı bir kumpas ve komplodur” savunmasını yaptı. Sedat, “Kadın beyanı esas alınarak, beni kumpasla cezalandırmanın gerekçesi olamaz” diyerek kendisini savundu. Ardından söz alan Yurtdaş’ın avukatları, Ceza Mahkemeleri Kanunu’nun (CMK) pozitif ayrımcılıkla yürütülemeyeceğini ileri sürerek, davanın iddianamesinin “varsayımlardan oluşuyor” iddiasında bulundu.

“Kadın beyanı, cinsel taciz davalarında önemli delildir”

Ardından savunma yapan A.K.’nin avukatları, Yurtdaş ve avukatlarının yaptığı savunmayla müvekkillerinin özel hayatını ve haberleşme gizliliğini ihlal ettiğini belirterek, haklarında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. Avukatlar, tutanaklara geçen beyanların hukuka aykırı olduğu, bunların çıkarılmasını talep etti. Davada, “Kadın beyanı esastır” sözlerinin dikkate alınmaması yönünde avukatların yaptığı savunmaya tepki gösteren avukatlar, ” Kadın beyanı, cinsel taciz davalarında müştekilerin beyanları en önemli delildir. Bu tarz suçlar kapalı ortamlarda olur. Başka delil nasıl sunular anlayamıyoruz. Müvekkilimin beyanı dışında başka delil sunmak hayatın olağan akışına aykırı” dedi.

“Bu davayı sonuna kadar takip edeceğim”

Avukatların A.K’nin mahkeme huzurunda ifade vereceği sırada, sanık Yurtdaş’ın duruşma salonunda çıkarılması yönünde talepte bulundu. Mahkemece kabul edilen talebin ardından Yurtdaş salonun dışına çıkarılırken savunma yapan A.K., ilk başlarda cinsel tacize maruz kaldığını kabullenmediğini, bunu arkadaşlarıyla paylaştıktan sonra cesaret alarak şikayette bulunduğunu belirtti. A.K, “İlk başta şikayet etmek istedim. Ancak bana nasıl döneceğini bilemiyordum. Sonuçta Diyarbakır’da çalışacaktım. İlk başlarda bunu gizlemeye çalıştım. Şikâyeti yaptıktan sonra bana selam veren insanlar selam vermemeye başladı. Toplumsal ilişkilerim bana zehir ettirildi. İstanbul’a taşınmak zorunda kaldım. 3 ay boyunca psikolojik tedavi gördüm. Bu dosyayı sonuna kadar takip edeceğim” dedi.

Tanıkların dinlenmesi ile devam eden mahkeme davayı 15 Kasım 2016 tarihine erteledi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu