SIRADANLAŞTIRILAMAZ! Kadınlar güçlendikçe şiddet sıradanlaşmayacak!
OHAL’le birlikte şiddetin her alana erk-ek keyfiyetiyle dalga dalga yayıldığı bir yılı geride bırakırken 25 Kasım’ı karşılıyoruz. Geçtiğimiz yıl birçok baskıya, sokakların yasaklanmasına, kadınları evlerine döndürmek için devletin devreye koyduğu onlarca katliam, yasa ve KHK’lara rağmen 25 Kasım’da sokakları terk etmeyerek devletin açığa çıkan en erkek yüzüne karşı net ve doğru cevabı kadınlar olarak vermiştik.
Şimdi bunun devamı olan süreçte şiddetin ve baskınında ivme kazandığı bir atmosferde yine 25 Kasım’ı karşılıyoruz. OHAL’in yarattığı ortamı kendi iktidarını güçlendirenin bir olanağı olarak gören AKP kadınların yükselen isyan ve özgürlük çığlığını kısmak için de aktif bir şekilde kullanmanın amacını OHAL ilan edildiği ilk günlerde kadınları ilgilendiren meselelerle ilgili yaptığı açıklamalarla ilan etmişti.
OHAL koşullarında geride bıraktığımız bir yılı aşkın sürede de yaptığı açıklamalar paralelinde projelerini hayata geçirmek için zaman kaybetmeksizin harekete geçti. İşe de kadın mücadelesinin sesi soluğu olan kurumlara saldırmaya, kadın dayanışmasının örüldüğü alanları kadınlara kapatmakla başladı.
Onlarca muhalif televizyon, radyo, gazete, dergi, kadın ve çocuk derneğinin kapatıldı. OHAL’in, KHK’lerin, savaşın ve antidemokratik uygulamaların kadınlara yaşattıklarını haber yapacak basın kuruluşu bırakılmadı. Kadın ve çocuk derneklerinin kapısına mühür vurulmasının, gazete, dergilerin kapatılmasının hemen ardından kadın vekiller, belediye başkanları, çeşitli platformlarda kadın mücadelesinin öznesi olan binlerce kadın gözaltına alındı yüzlercesi tutuklandı. Erkek egemen devlet her dönem gözaltında ve hapishanelerde özellikle politik kadın tutsaklara yönelik cinsel şiddeti sistematik bir işkence aracı olarak kullandı. OHAL sürecinde de kadınlar bu işkencenin hedefi oldu. Hapishanelerde, karakollarda kadınlar taciz, çıplak, arama ve tecavüz tehditleriyle sindirilmeye çalışıldı.
Sıradan değil sistematik şiddet
Devletin kadınlara yönelik sistemli şiddetinin yansımaları ile kadınlar olarak her alanda fazlasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Kıyafetimiz, konuşmamız, gülmemiz hatta yolda yürümemiz bile erkek şiddetinin gerekçesi olabiliyor.
Bugün yaşatılmak istenen korkuyu ve baskıyı kadınların bir arada, kendi sözleriyle, kendi kurallarıyla dağıtmasının önüne geçmek için her yolu deneyecekleri açık. Bütün bu korku ve kaos ortamında erkek şiddeti cezasız kalmaktadır. Tacizciler, tecavüzcüler, kadın katilleri serbest kalmaktadır.
Kadına yönelik şiddetin sıradanlaşması, kadınların bütün bunlara sessiz kalması, kadınların yaşam ve diğer bütün hakları için mücadele etmesinin önüne geçmek için bütün saldılar cezasız kalmaktadır. Şiddetin kadınların yaşamının bir parçası olduğu algısını toplumun belleklerine kazırcasına hareket eden devlet kadın katliamlarının önünü açmaktadır.
Yakın zamanda müftülere nikah kıyma yetkisi veren yasayı, Tayyip Erdoğan “isteseniz de istemeseniz de meclisten geçecek” diyerek pervasızca onayladı.
Kadın ve çocukların istismarcılara teslim edilmesi anlamına gelen bu yasa çocuk yaşta evliliklerin önünü açmaktadır. Kadınların bütün itirazlarına, yapılan eylem ve etkinliklere, kampanyalara rağmen kadını bir birey olarak görmeyen bir kuruma kadının iradesini teslim etmeye çalışmaktalar.
OHAL’i kalıcılaştırarak tırmandırılan şiddette sıradanlaştırılmaya çalışılmaktadır. Tekçiliğin dayatılmasına, savaşa, baskıya, kadına yönelik şiddete, sesimizin kısılmasına, emeğimizin yok sayılmasına karşı kadın dayanışmasını örmemiz engellenmek istemektedir. Biz kadınlar bütün bu saldırılara karşı birlikte güçlenmekten başka yol olmadığını bilince çıkardıkça erkek egemen devlette şiddetine ivme kazandırmaktadır.
Bütün bu şiddete ve saldırılara rağmen coğrafyamızın dört bir yanında, mücadelenin her alanında direnişimiz büyüyor. Bir araya gelmemizi engellemek için koyulan bütün barikatlara ve karşımıza çıkan engellere rağmen dayanışmamız engel tanımıyor. Biz birlikte güçlendiğimizi biliyoruz. Bunu da mücadele ederek kazandık. OHAL ve KHK’lara telsim etmeye niyetimiz yok.
Tacizi, tecavüzü, kadın katillerini ve onları koruyan erkek egemen devleti her koşulda teşhir edeceğiz. Bedenimizin, kimliğimizin, inancımızın, anadilimizin, cinsel yönelimimizin, emeğimizin, yaşamımızın, haklarımızın gasp edilmesine ve biz kadınların daha da ezilmesine yol açan cinsiyetçi politikalara karşı mücadeleyi sürdüreceğiz.
Mirabel Kardeşlerin diktatör Trujillo’ya karşı mücadeleleri ile simgeleşen 25 Kasım vesilesi ile bir kez daha haykırıyoruz. Taciz, tecavüz, yok sayma, eşitsizlik, sıradanlaşmayacak. Çünkü her saldırınızda karşınızda kadınlar, kadın dayanışması, kadın bilinci ve kadınların özgürlük tutkusu olacak.
Yeni Demokrat Kadın