“Sporda Ayrımcılık Son Bulsun!”
Trans erkek Çağlar Hamza, üyesi olduğu spor salonunda önce erkek soyunma odasına alınmadı, daha sonra da üyeliği donduruldu. Bu transfobik ayrımcılığın karşısında Sportif Lezbon oyuncuları “Sporda cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı son bulsun” dedi.
Spor salonları zinciri Macfit’in Beykoz’daki Anadolu Hisarı Şubesi’nde trans erkek Çağlar Hamza, üyesi olduğu salonun yöneticileri tarafından önce “Nüfus cüzdanın pembe, erkeklerin soyunma odasını kullanamazsın” diye uyarıldı. Daha sonra da üyeliğini dondurmaya zorlandı.
Transfobik ayrımcılığın basına yansımasının ardından ise spor salonu bir açıklama yayınladı. Yayınladığı açıklamada ayrımcılığı sürdüren spor salonu yaptığı açıklamada “operasyondan sonra kullanabilir” diyerek sürdürdü.
Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü sosyal medyadan spor salonunun açıklamasını eleştirerek açıklamadaki ayrımcı kelimelerin altını çizdi ve teşhir etti.
Yaşanan bu transfobik ayrımcılığa dair LGBTİ ve kadın örgütleriyle yapılan ve pembehayat.org’ta yayımlanan röportaj şu şekilde:
“Sporda Ayrımcılık Son Bulsun!”
Spor salonunda yaşanan ayrımcılığa karşı Sportif Lezbon oyuncuları sporda ayrımcılığın son bulması gerektiğinin altını çizdi.
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği’nde çalışan ve Sportif Lezbon’da oynayan Hande İmbat “Kadınlara belli spor dallarının uygun görülmesi, spor etiği altında farklı cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinin ayrımcılıkla karşı karşıya bırakılması da bu yüzden” dedi.
İmbat açıklamasını “Sanırım spor heteroseksizm ve erkeklik güzellemesinin en fütursuz şekilde sergilenebildiği sosyal alanlardan biri. İkili cinsiyet sisteminin getirmiş olduğu sınırlılık da bunun doğal gösterilmesini kolaylaştırıyor. Kadınlara belli spor dallarının uygun görülmesi, spor etiği altında farklı cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinin ayrımcılıkla karşı karşıya bırakılması da bu yüzden.
Aslında bu olayda sorun tekil olarak kişinin erkek soyunma odasını kullanması değil. Sorun farklı erkeklik performanslarının var olmasının kabul edilememesi. Bizim bu alanda en büyük mücadelemizin sporun bu eril ve farklılıklara tahammülsüz yapısını dönüştürmek olması gerektiğini düşünüyorum.
Aynı zamanda bir trans hakları aktivisti olarak transların sosyalleşme alanlarının genişleyebilmesi adına yalnızca spor alanında değil bütün sosyal alanlarda bu mücadeleyi aynı hevesle sürdürmemiz gerektiğini düşünüyorum. Tüm farklılıklarla herkesin sosyal haklarından faydalanabilmesi için elzem olan dayanışmayı günlük yaşamın tüm pratiklerinde geliştirebilmemiz gerekli” şeklinde sürdürdü.
“Cinsiyetsiz, engelsiz, homofobisiz, transfobisiz alanların örneklerini çoğaltmalıyız”
Kaos GL Yönetim Kurulu Başkanı ve Sportif Lezbon oyuncusu Seçin Tuncel ise sporun herkes için olduğunu belirtti. Tuncel, ikili cinsiyet sistemi içinde oyunların/sporların cinsiyetlere atfedilmesine karsı çıkmak için bizler bir araya geldiklerini belirtti.
Tuncel açıklamasına “Benzer şekilde futbol alanına müdahalemiz de bu yüzden. Ayrımcılığı küçük müdahalelerle değiştirebiliriz. Hepimizin kafasında kalıplaşmaya hazır toplumsal cinsiyet rollerini yıkmak için cinsiyetsiz, engelsiz, homofobisiz, transfobisiz alanların örneklerini çoğaltmalıyız.
İkili cinsiyet kalıplarını ve bundan dolayı yaşadığımız ayrımcılığı benimsemediğimizde bir şeyleri değiştirmeyi başarabiliriz. Sadece LGBTİ+ lerin değil herkesin kalıba girmeden istediği sporu yapabileceği, istediği yerde giyinebileceği spor alanları yaratılabilir” şeklinde devam etti.
“Bu ayrımcılık son bulmalıdır”
Yeni Demokrat Kadın aktivisti ve Sportif Lezbon oyuncusu Özlem Kaya ise hayatın her alanında ikili cinsiyet algısının yıkılmasını belirterek “Sporda ikili cinsiyet kavramları çokça karşımıza çıkıyor. Daha önce de Ankara’da bir trans kadın spor salonunda transfobik saldırıya maruz kalmıştı. Yeni dahil olduğum Sportif Lezbon da tam da bu ikili cinsiyet algısına ve spordaki ayrımcılığa karşı kurulmuştu.
Kadınlık ve erkeklik algılarının pekiştirildiği bir anlayış hayatın tamamında olduğu gibi sporda da hapsedilmelidir. İkili cinsiyet sistemi üzerinde kendini var eden bir anlayış zaten başından yanlıştır. Translar bu hayatın bir parçasıyken böyle bir anlayışla yaklaşmak zaten mevcut olan nefret halini körüklemektedir” dedi.
Ayrımcılığın ilkokuldan itibaren başladığına dikkat çeken Kaya “İlkokuldan başlayarak soyunma odalarında ve umumi tuvaletlerde LGBTİ+’lere uygulanan bu ayrımcılık son bulmalıdır” dedi.