Susmayacağız! Size kadın düşmanlığı yaptırmayacağız!
Oldu canım!
Susalım da ortalık sizin gibi kadın düşmanlarına kalsın, öyle mi!? Susalım da siz bombalarla, katliamlarla, provokasyonlarla, gözaltı ve tutuklama terörü ile rahat rahat saldırın! Susalım da bazı anneler, kızlarını bombalarınızdan geriye ancak tırnaklarından teşhis edebilir hale gelsinler! Susalım da siz Suriye’de kanlı çetelere tırlarla yardım taşıyın, bu katil-tecavüzcü sürüsünü besleyin, eğitin, donatın!
Susalım da erkekler rahat rahat konuşsun, değil mi? Susalım da kadınların ne yaşam alanı kalsın ne yaşam hakkı… Ne emeğimiz görünsün ne alınterimiz ne de sokakta, fabrikada, alanlarda kendimiz… Susalım da kadın ve LGBTİ katillerine, nefret suçlularına, istismarcılara gönül rahatlığıyla ödül vermeye devam edin!
Alayı kadın düşmanı, alayı tahsilli!
Öfkemize neden AKP’li kodaman Bülent Arınç’ın açıklaması… Suruç Katliamı ve sonrasında yaşamını yitirenler için gerçekleştirilen olağanüstü meclis toplantısında HDP Amed Milletvekili Nursel Aydoğan’a “Hanımefendi sus! Bir kadın olarak sus!” deme cesaretinde bulunan Arınç, kadına olan tahammülsüzlüğünün dışarıya bu kadar açık yansımasına engel olamamış anlaşılan!
Ama Arınç açısından bu tahammülsüzlük yeni değil ki! Daha önce de kadınların kahkahalarına laf eden bu tahsilli kadın düşmanı “koca çınar”, “Haya meselesi çok önemlidir. Yüzüne baktığın zaman yüzü kızarıyorsa haya güzeldir. Kadında olsa daha da güzeldir. (…) Kadın ise o da iffetli olacak. Mahrem- namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak. Bütün hareketlerinde cazibedar olmayacak, iffetini koruyacaksın” demişti.
Gerçi kadın düşmanlığı konusunda hangi AKP’li tahsilli değil ki?! Bunların alayı kadın düşmanı!
Susmadık, susmuyoruz, susmayacağız!
Arınç, Nursel Aydoğan’dan nefret mi ediyor?
Evet ama sadece Nursel’den değil. Arınç, gülen, kahkaha atan ve en acısı yaşayan ve yaşamayı seven kadından nefret ediyor. Arınç konuşan kadından nefret ediyor. Arınç, hem meclise girmiş hem de konuşan kadından nefret ediyor. Arınç, hem muhalif hem meclise girmiş hem de konuşan kadından nefret ediyor! (Sanki biz ona bayılıyoruz!) Çünkü ona göre kadın, evinde, dört duvar arasında kalmalı. Kendisine yönelen her saldırıya, düşmanlığa boyun eğmeli, itaat etmeli… Hadi diyelim, ezkaza meclise girdi; o zaman da haddini bilmeli, erkeklerin kavgasına girmemeli! Mekan (meclis), her ne kadar kadınlara 3-5 sandalye ayrılmış olsa da esasta erkeklerin mekanı ve HDP’lilere saldıracaklarsa onu da HDP’li erkeklerle yapmalılar! Kadınlar da kim oluyor da araya giriyorlar!?
Bu yüzden onlar, kendisinde hiç olmamasına rağmen kadınlara “Bir kadın olarak sus” diye akıl verebiliyor. “Kadın olmak” onun gözünde tam olarak bu…
Susmakla hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimizi biliyoruz. Yok öyle yağma! Susmadık, susmuyoruz ve inatla susmayacağız! Hem de kadın olarak susmayacağız! Reyhaneh nasıl susmadıysa, Özgecan nasıl susmuyorsa, Aysun’un çığlığı nasıl kulaklarımızdaysa; Arin, Ece, Büşra ve diğerleri susmayı değil mücadeleyi seçerek susmayacaklarını haykırıyorlarsa bundan sonra da kadınlar aynı şekilde isyanda olacaklar… Onlara söz verdik, size kadın düşmanlığı yaptırmayacağız!
