Güncel

Tacizin adresi bu kez Antakya

H. Merkezi: KADEM, Antakya’da Arapça tiyatroları ve “sosyalist” kimliği ile tanınan TÖPG’li, aynı zamanda Ehliddar Kültür Merkezi Sorumlusu Hasan Özgün’ün KADEM üyesi bir kadını taciz etti açıkladı.
Amed’de, Av. Sedat Yurtdaş YDK’lı bir kadın stajyeri taciz etmiş ve YDK’lı genç kadın buna sessiz kalmayarak, kimsenin mesleki ve siyasi kimliğini kullanarak kadınları baskı altına alamayacağını ve cinsel şiddet uygulamasına izin vermeyeceğini göstermişti.
Şimdi ise bu duruma benzer başka bir tacizin de Antakya’da yaşandığı açığa çıktı. Yaşanan bu tacizler karşısındakinin kimliği ne olursa olsun tacize, tecavüze ve her türlü ayrımcılığa karşı sessiz kalmayacağını haykıran kadınların sayısı arttığının bir göstergesidir.

“Tacizci ‘sanatçı’ Hasan Özgün!”
Antakya’da Kadın Emeği Kolektifi (KADEM) üyesi genç bir kadın; yıllardır o bölgede sanat çalışması yürüten, yaptığı Arapça tiyatrolar ve ile tanınan “sosyalist” bir erkek tarafından tacize uğradığını beyan etti. Söz konusu tacizci erkek Antakya Ehliddar Kültür Merkezi’nin sorumlularından Hasan Özgün, aynı zamanda Toplumsal Özgürlük Partisi Girişimi (TÖPG) üyesi!
Konuya ilişkin bir açıklama yayınlayan KADEM, durumu TÖPG’ye bildirdiklerini, ancak henüz geri dönüş alamadıklarını belirterek, “Ancak arkadaşlar, tacize uğrayan arkadaşımızla görüştükleri halde henüz bir sonuç bildirmedi. Kendilerini en kısa zamanda, bu konuya dair nasıl bir sonuca vardıklarını açıklamaya davet ediyoruz” dedi.

“Ben anlatmazsam, kimse anlatmaz”
Hasan Özgün’ün daha önce de benzer yöntemlerle kendi kadın yoldaşlarına yönelik taciz girişimleri olduğunu ve bu yüzden de TÖPG Disiplin Kurulu’ndan 6 ay uzaklaştırıldığını hatırlatan KADEM, tacize uğrayan kadın tarafından kaleme alınan kısa mektubu paylaştı.
İşte o mektup:
Beynim zonkluyordu. Ben ne için geldim, neler oldu… İğrenç duygular içindeydim, tepki veremiyordum, çünkü eylemleri anlamlandır-maya çalışıyordum… Bir süre sonra S. geldi, kısa bir süre sonra çıktım…
Beynim algılayamıyordu neler olduğunu kabullenmek istemedim, beynime “Yok yok, bunu yaşamış olamam” deyip durdum…
Ama ne kadar diyeceğim. O anda anlamlandıramadım, peki şimdi… O anda tepki gösteremedim, peki ne zaman göstereceğim…
Bilmiyorum…
Ruh halim berbat… O günden sonra geceleri hıçkıra hıçkıra ağlayarak, içimdeki karmaşık ve iğrenç duyguları atmaya çalıştım, halen ağlıyorum… Çözüyor mu, hayır… O günden beri tepki göstermedin de şimdi mi? Hayır, o günden beri içim parçalanıyor…
Unutmaya çalıştım, olmadı… Gündüzleri bir şey yaşamamış gibi davranıp, geceleri ağlama nöbetleri ile sürüyor…
İki ‘ben’ yaşadım o günden beri… Biri: gündüz, unutmaya çalışan, bastıran, bir şey yokmuş gibi yaşayan ‘BEN’…
Diğeri, başını yastığa koyar koymaz uzun süre ağlayan, bunu ne zaman açıklayacağım, daha ne kadar bekleyeceğim diyen ‘BEN’…
Ağlama krizlerim sadece gece olmaktan çıktı, boş olduğum, kimsenin olmadığı her an’a yayıldı…
Ben kadın mücadelesi içindeyim ve böyle bir çıkmazın içindeyim… Hangi kadına yardımcı olabileceğim acaba… Kime tacizden bahsedebileceğim. Hiç kimseye… Ben anlatmazsam, kimse anlatmaz… Üzgünüm, mutlaka ortaya çıkarmam gerek. Ya da kadın mücadelesinden ayrılmam lazım… Bu çelişki ile yaşayamam, bedeli ne ise katlanmaya hazırım…


“Tacize karşı dayanışmaya”

Biz KADEM olarak bu vakanın takipçisi olacağız. Kadın arkadaşımızla dayanışmaya devam edeceğiz” diyen KADEM, tüm kadınları/kadın kurumlarını da tacize uğrayan kadınla dayanışmaya, Hasan Özgün’ün bundan sonra yer alacağı gösterileri protesto etmeye çağırdı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu