Van Cezaevinde kadınlara zorla gebelik testi
Jinha’dan Vildan Atmaca’nın haberine göre Van Kapalı M Tipi Cezaevi’nde, kadın tutsaklar gebelik testine zorlanıyor, iç çamaşırları ise aramaya gelen asker ve erkek gardiyanlara sergileniyor. Vildan’ın haberi şu şekilde:
Türkiye ve bölge cezaevlerinde siyasi kadın tutsaklara yapılan baskılar gün geçtikçe ağırlaştırılıyor. Kadın tutsaklara bedenleri üzerinden yapılan onur kırıcı işkenceler sistem eli ile gerçekleştiriliyor. Van M Tipi Kapalı Cezaevi’nde kadınlara yapılanlar da buna sadece bir örnek teşkil ediyor. Son dönemde kadın tutsaklara da koğuş ayrılan cezaevinde, hak ihlalleri tutukluların aileleri ve avukatları aracılığıyla gönderdikleri mektuplarla gün yüzüne çıkıyor. Kadın tutsaklara yapılan uygulamalar dirençlerini kırmaya ve sindirmeye yönelik oluyor. Ağustos ayında PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağır tecrit koşullarının düzeltilmesi ve Türkiye tarafından El Nusra çetelerine teslim edilen YPG/YPJ savaşçılarının durumuna dikkat çekmek amacıyla açlık grevine giren kadın tutsaklara cezaevi yönetimi tarafından 2 ay boyunca etkinliklerden men cezası verildiği belirtildi. Tutsaklar YPG, YPJ ve PAJK’ın terör örgütü olmadığı resmen kabul edildiğinden cezaevi yönetimine suç duyurusunda bulundu ve kendilerine verilen cezanın da geçersiz olduğunu savundu.
Tutsaklar gebelik testine zorlanıyor’
Eskiden sadece erkek cezaevi olan Van M Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan kadın tutsakların en doğal hakları olan etkinlik alanı talepleri bile cezaevi yönetimi tarafından “Burası erkek cezaevi” denilerek geri çevrilip cezalandırılmaya çalışılıyor. Sağlık sorunları yaşayan tutuklular, revirdeki doktor tarafından muayene edilmeyip, “Bir şeyin yok, çok iyisin” alaycı cevabı ile koğuşlarına geri gönderildiği belirtiliyor. Sağlık sorunlarında ileri boyuta ulaşanların sevkinin dış hastanelere yapıldığı ancak kadın tutsaklar asker ve komutanların sözlü hakaretlerine maruz kaldıkları için gitmek istemiyor. Cezaevinde yapılan hak ihlallerinden birisi de regl sorunu yaşayan tutsakların revirdeki doktor tarafından “gebelik testin”e zorlanması. Gebelik testini kabul etmeyenlere ilaç tedavisi de yapılmıyor. Aynı koğuşta bulunan iki kadın tutsağa doktor tarafından zorla vajinal yolla alınan fitil verilmesi ve cezaevi yönetiminin bilgisi olduğu halde hiçbir şey yapmaması olayın ne kadar politik olduğunu ortaya koyuyor.
‘Kadın iç çamaşırları asker ve gardiyanlara sergileniyor’
Cezaevindeki uygulamalardan bir diğeri ise koğuş aramalarında kurum müdürleri ile birlikte erkek gardiyan ve askerlerin de yer alması. Kadın tutsakların dolapları tek tek aranıp özellikle de iç çamaşırları ortalığa dağıtılıp bakılıyor. Kadın tutsaklara bu uygulama ile psikolojik bir baskı yapıldığı ise göz ardı edilemez. Yaşadıklarını aileleri ve avukatları aracılığıyla kamuoyu ile paylaşan kadın tutsaklara ise soruşturma açılmış durumda. Kadın tutsaklar, tacize maruz kaldıklarını dışarıya haber verdikleri için de cezaevi yönetimi tarafından kınama cezası veriliyor. Cezaevi yönetimi kadınlar ile hiçbir diyalog geliştirmeyip “Yalancı yalakalar” tabiri ile geri çeviriyor. Cezaevinde uygulanan hak ihlalleri bunlarla sınırlı değil. Kargo yolu ile gönderilen PKK Lideri Abdullah Öcalan ve farklı siyasi kitaplar da “Cezaevinin huzurunu bozacak” gerekçesiyle kadın tutsaklara verilmiyor. Kürtçe yazılan mektuplar da tutsaklara geç verilip bekletiliyor.
Kadın tutsaklar yapılan her türlü hak ihlaline karşın erkek egemenliğinin uygulandığı cezaevinde direnmekte kararlı olduğunu söylüyor.