YDG 4. Genç Kadın Buluşması gerçekleştirildi
Kaybettiğimiz sesimizi bulmak ve yükseltmek, kendimize yabancılığımızı aşmak için;
YDG 4. GENÇ KADIN BULUŞMASI
Yeni Demokrat Gençlik, 4. Genç Kadın Buluşmasını 29-30 Ekim günlerinde Ankara’da gerçekleştirdi. Petrol-İş’te düzenlenen buluşmaya DKH, EHP’li Kadınlar, Tüm İGD, Kaos GL ve Yeni Demokrat Kadın katılarak destek verdi.
İlk üç kadın buluşmasında kadın sorununu genel hatları ile ele alan YDG, bu buluşmada kadın çalışmasının gençlik cephesinden somut adımlarını atabilmek adına “nasıl bir öğrenci kadın çalışması” sorusuna yoğunlaştı.
1. GÜN: “Genç kadınlar mücadelenin politik öznesi olmalı”
4. Genç Kadın Buluşması, “Kaybettiğimiz sesimizi bulmak ve yükseltmek; kendimize yabancılığımızı aşmanın önemine” değinen bir açılış konuşması ile başladı. Ardından buluşma, 2 Şubat 2011 tarihinde Dersim’de şehit düşen Beş Kızıl Karanfil’e atfedilerek, saygı duruşunda bulunuldu.
Buluşmanın 2 günlük programın açıklanmasının ardından alanlardaki kadın çalışmaları üzerine deneyim aktarımları yapıldı.
Amed’den gelen kadın arkadaş, alandaki kadınların kadın çalışmasını sahiplenme konusunda yaşadığı sorunların geçtiğimiz dönemde daha olumlu bir hat izleyen kadın çalışmalarının son süreçte başarısız değerlendirilebileceğini söyledi. Önümüzdeki süreçte bulundukları fakültedeki dernek vs.’de bulunan kadın komisyonlarında yer alacaklarını belirtti. Bu dönemde kadın yurtlarındaki genç kadınlara daha önce kürtaj olup olunmadığı gibi sorularla dolu bir anket yapılmaya zorlandığını belirten Amed, bu konu ile ilgili konuya duyarlı avukatlarla birlikte bir çalışma başlattıklarını anlattı.
Ankara alanında genç kadın çalışmalarından çok YDK faaliyeti yürütüldüğü, çok somut adımlar atılamasa da düzenli toplantılar alındığı anlatıldı. Ankara’da daha önce Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nda yer alındığı ancak platform içerisinde yaşanan sıkıntılı yaklaşımlardan kaynaklı ayrılmak zorunda kalındığına değinildi. Platformdan ayrılmanın kendi kadın çalışmamıza getirisi-götürüsü üzerine bir tartışma yürütüldü.
YDG Genç Kadın Komisyonu olarak çalışma yürüten Çanakkale’den YDG’li kadınlar, geçtiğimiz 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde Mirabel Kardeşler’in direnişini, “Fatmagül’ün Suçu Ne?” dizisi eleştirisi üzerinden kadın cinayetlerini anlatan bir sokak tiyatrosu düzenlediklerini ve Çanakkale’de bir ilk olan bu etkinliğin oldukça dikkat çektiğini anlattılar. Genç-Sen içerisinde de kadın çalışmalarına ağırlık verdiklerini, homofobiye karşı rozet dağıtıp homofobi ve kadın cinayetleri ile ilgili öğrencilerle tartışma açmak için bir dilek ağacı oluşturduklarını anlatan kadınlar; bölgede düzenlenen kadın eylemlerine katılmaya devam ettiklerini aktardılar.
Dersim’den gelen bir kadın arkadaş, geçtiğimiz 8 Mart sürecinde yaptıkları etkinliklerle bir kadın çalışmasına başladıklarını ama ilişki kurulan kadınlarla kafa-kol ilişkisinden öteye gidemediklerini anlattı. Festival sürecinde kadınlara yönelik belli çalışmalar yaptıklarından bahsetti.
İstanbul’da kadın çalışmalarının YDG’nin yayın kampanyası kapsamında yapılan dağıtımlar sırasında kadına yönelik şiddet ile ilgili anket çalışması düzenlenerek ve YDK çalışmalarına dahil olunarak yapıldığı anlatıldı. YDK’dan katılan bir kadın da YDK’nın şiddet kampanyası kapsamında İstanbul’de ne gibi etkinlikler yapıldığını anlattı. İzmir’de ise Genç-Sen içerisinde kadın çalışmaları için emek sarf edildiği ancak sonrasında toplantılarından dahi haberdar olunamayacak derecede konuya ilgisiz kalındığı ve kadın çalışmasının 25 Kasım ve 8 Mart gibi süreçlerde ele alındığı konuşuldu.
Alanlardaki kadın çalışmalarının anlatılmasının ardından kadın çalışmalarını gündemleştirme anlamında çok olumlu bir hat izlemediği belirtilerek, bunun göstergesi olarak normal şartlarda kadın çalışmalarının itici gücü olması gereken Merkezi Genç Kadın Komisyonu’nun buluşma için bir rapor hazırlamaması eleştirildi.
Tartışmaların ardından Çanakkale’den bir kadın arkadaşın hazırladığı “Toplumsal Cinsiyet” sunumu üzerine bir tartışma yürütüldü. Bu tartışmanın ardından yapılan bir öneri doğrultusunda buluşmaya katılan tüm kadınlara “Toplumsal Cinsiyet üzerine konuştuğumuzda aklınıza hangi olay geliyor?” diye sorduk. Aldığımız cevaplar kimi zaman bizi gülümsetirken, kimi zaman da gözlerimizin dolmasına engel olamadık.
“LGBT Bireyler” bölümünde birçok insan “homofobik deneyimlerini” anlattı. Konuşurken bile dilimizin ne denli homofobik olduğuna dikkat çeken bir kadın yoldaş “Biz eşcinsellere yönelik şiddeti değil, eşcinsellerin varlığını, eşcinsel olmayı ve eşcinsellerle yaşamayı normalleştirebilmeliyiz” dedi.
“Eğitimde cinsiyetçilik” ve “Aile-Toplum Baskısı” konusu üzerine yapılan sunumların ardından “Nasıl Bir Genç Kadın Çalışması” konusunda tartışmalara geçildi. Genç Kadın Komisyon çalışmalarının yapılamayışının nedenlerinin hem YDG’li genç kadınların kendi sorununu sahiplenme ve bunun mücadelesi verme noktasında eksik kalması hem de YDG’nin kadın çalışmalarını gündemleştirme ve genç kadınların çalışmalarını bu konuda denetleme konusunda yetersiz kalması olduğu konuşuldu.
“Biz YDG’li kadınlar olarak her sorunun bir de kadın yüzü olduğunun farkına varmalı ve bulunduğumuz her alanda, aldığımız her toplantıda, gündemdeki her konuda bu kadın yüzünü görmeli ve bunu gündemleştirmeliyiz. Temel politikamız genç kadınları politik özne haline getirmek olmalı ve Genç Kadın Komisyonları oluşturarak ve bu komisyonları her daim işlevli tutmalıyız” denildi.
2. GÜN: “Özeleştiri pratikte verilir!”
2. gün öğrenci kadınların en sık karşılaştığı sorunlardan olan “Cinsel Şiddet” hakkında bir sunum yapıldı. Öğrenci kadınların “taciz/tecavüz edilebilir” görüldüğünden; kampus, yurt ve apartlarda çok sık cinsel şiddete maruz kaldığından bahsedildi. Her üniversitede “çapkın hoca” lakaplı tacizci öğretim görevlilerinin olduğuna, ÖGB’lerin genç kadınları taciz eden yaklaşımlarına değinildi. Buluşmadaki kadınlar uğradıkları cinsel şiddet olaylarını birbirleri ile paylaştı. Tacize uğradığımızda ne yapmamız gerektiği üzerine tartışıldı. Bir kadın arkadaş “Tacizi anlatmak daha kolay ama söz konusu tecavüz olduğunda kendine devrimci diyen biz kadınlar bile bunu konuşamayız” diyerek bu konuya dikkat çekti ve ardından tartışma bu konu üzerine derinleşti.
Diğer gündem YDK’nin “Şiddete yenilmeyeceğiz, şiddeti yeneceğiz” kampanyasının değerlendirmesi idi. Bu bölümde bu kampanya dahilinde yaşanan atıllığın tehlikesine dikkat çekilerek, önümüzdeki 25 Kasım süreci için somut planlamalar yapılmasına karar verildi. Ve her alan kendi koşullarına uygun öneriler getirerek bir planlama yapıldı.
Kaos GL ile bir söyleşi gerçekleştirildi. Kaos GL derneğinin anlatıldığı söyleşi soru-cevap şeklinde ilerledi. Dil konusunda özellikle eşcinsellik için “cinsel tercih değil cinsel yönelim” kavramının kullanılmasının önemine değinen Kaos GL, sosyalistlerin eşcinsellere karşı yaklaşımlarındaki homofobinin birlikte etkinlikler düzenlendikçe aşılabileceğine dikkat çekti.
“Geleceksizlik” konusunda yapılan sunumun ardından “Kürt Kadın Hareketinden Deneyimler” üzerine bir tartışma yapıldı. Kadın çalışmalarını kurumsallaştırma, her örgütlenmenin bir kadın kurumunu oluşturma ve bulundukları bölgelerdeki politikaların hep bir adım önünde politikalar ve pratikler örgütleme noktalarındaki deneyimlerinden öğrenmek gerektiği vurgulandı ve genç Kürt kadınların örgütlenmesinin için somut politikalar üretilmesi gerektiğine değinildi.
İzmir’den bir kadın arkadaş tarafından hazırlanan “Yozlaşma” sunumunun ardından 2 gün boyunca yapılan somut öneriler tek tek sıralanarak onaylandı. Alınan bazı kararlar şöyle: YDG dergisine kadın konulu bir dosya hazırlama, alanlarda kadın toplantıları alarak buluşmayı değerlendirme ve vnümüzdeki süreç için planlama yapma, üniversitelerde cinsel şiddet üzerine yoğunlaşma, Kaos GL ile birlikte bir çalışma grubu oluşturarak YDG programını LGBT bireylere yer verecek öneriler geliştirme, Merkezi Genç Kadın Komisyonunu tekrar işlevli hale getirerek, komisyonun yıllık planlama hazırlaması…
Son bölümde YDK tarafından Beşler üzerine bir konuşma yapıldı ve “Tüm emekçi kadınların örgütlenmesi bize Beşler’den kalan görevdir. Bize düşen bu görevi hakkıyla yerine getirmek, Beşler’in devrettiği sorumlulukları üstlenmek, Beşler olmak ve yeni Beşler yaratmaktır. Yeni Demokrat Kadınlar olarak Beşler’in kızıllığı, umudu ve direnciyle bu görevi hakkıyla yerine getirelim” denildi.
Genç bir kadın yoldaşın Beşler için şiir okumasının ardından divan tarafından kapanış konuşması yapıldı. Buluşma kısa süren bir değerlendirme toplantısının ardından sona erdi.