YDK “Cezasını devlet değil, ancak biz verebiliriz!”

Erkekler, son beş günde 6 kadın öldürdü. Yüzlerce kadın, erkeklerin tecavüzüne uğradı son beş günde. Binlerce kadın evde, okulda, sokakta, işyerinde tacize uğradı. Erkek şiddeti, sayısını bilmediğimiz kadının yaşamına, bedenine, kimliğine saldırmaya devam etti, bu beş günde de…

Bu kadınlardan biri Çağ Üniversitesi Psikoloji bölümü öğrencisi 20 yaşındaki Özgecan Aslan’dı. Ailesinin kayıp başvurusu yaptığı Özgecan’ın bedeni, tecavüz edilip bıçaklandıktan sonra yakılmış halde bir dere kenarında bulundu. Özgecan’a saldıranlar ondan kurtulmak için, bedenini ateşe vermişlerdi. Katillerden Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe yakalanırken; Suphi Altındöken hala “bulun(a)madı”.

Özgecan’a yönelen saldırının böylesine vahşileşmesi, bir kez daha insanlığımızdan utandırdı bizleri; bu şiddeti durduramamış olmak, bir kez daha yaktı canımızı. Erkeklerin, tecavüz ve ölümle “yok etme”ye çalıştıkları kadınların bedenlerine, tekrar tekrar saldırmaları bir kez daha kanımızı dondurdu. Ve kadına dönük şiddetin böylesi, artık “insanım” diyen kimsenin sessiz kalamayacağı bir boyuta ulaştı böylelikle.

Ancak bizler henüz yaşananları algılamaya çalışırken; sosyal medyada, katillere ettikleri küfürlerle “solculuk”larını yarıştıran erkeklerin, tecavüz kültürünü nasıl yeniden ve yeniden ürettiklerine tanık olduk bir kez daha. Katillerin “ülkücü” ve “cemaatçi” olduğuna vurgular yaparak; akılları sıra tecavüzü ancak “gerici” erkeklerin gerçekleştirebileceğini savunanların, kendilerini nasıl da aklamaya çalıştıklarını gördük yine. Etrafa “adamlık” dersi verenlerin, tecavüzcülere cezanın, cezaevindekiler tarafından verileceğini ümit edip, bizlere nasıl da yeniden saldırdıklarını gördük.

Bizler adaletin katil/tecavüzcülere uygulanan ağır tahrik ve iyi hal indirimlerinden de, kadınları korumayı bir türlü becer(e)meyen (!) devlet mekanizmalarından da; çığlık atmayı öğrenmemizi isterken, kahkahalarımıza saldıranlardan da; üzerimizde iktidar kuran erkeklerin kirli ellerinden de gelmeyeceğini çok iyi biliyoruz!

Ve karşı çıkıyoruz! “Cinsel açlık” olarak tarif ettiğiniz tecavüz kültürünü; ne tecavüzcülerin idam edilmesi, ne de “kısasa kısas” mantığıyla tecavüzlerin gerçekleştirilmesi yok edecektir! Tecavüz kültürü, ancak ve ancak kadınların mücadelesiyle, tarihin sayfalarından silinecektir! Bu mücadelede hedefimizi şaşırmıyoruz! Devletin de, erkeklerin de saldırılarını görmezden gelmiyor; “erk”in hiçbir biçimine sessiz kalmıyoruz!

Özgecan’ın da; yıllar önce barış için çıktığı yolda kendisine tecavüz eden erkek tarafından katledilen Pippa’nın da çığlıklarını duyanlar biz olduk! Hesabını soranlar da, biz kadınlar olacağız! Yeryüzünde tek bir kadın katili, tek bir tacizci, tek bir tecavüzcü kalmayana dek, kadın düşmanlarına karşı yürüttüğümüz bu mücadeleyi sürdüreceğiz! Özgecan şahsında erkek şiddeti sonucu yitirdiğimiz tüm kadınlar için, sokakları terk etmeyeceğimize söz veriyoruz!

Özgecan’ın hesabını sormak için yapılacak tüm eylemlere kadınları çağırıyoruz!

Yeni Demokrat Kadın