YDK Kurultayı başladı
İstanbul: “Politikada derinleşiyor, örgütlenerek yürüyoruz” şiarıyla 2-3 Şubat Cumartesi-Pazar günü gerçekleşecek olan Yeni Demokrat Kadın Kurultayımız çeşitli bölgelerden kadınların katılımıyla saat 11.00’de başladı. Öğleden önceki ilk bölümde “Ataerki” ve “Toplumsal Cinsiyet” atölyeleri tartışıldı.
2-3 Şubat’ta İstanbul’da Hava-İş Genel Merkezi’nde gerçekleşen/gerçekleşecek olan Yeni Demokrat Kadın Kurultay coşkuyla başladı. Amed, Dersim, Ankara, İzmir, Mersin ve Avrupa’dan kadınların katılımlarıyla başlayan kurultayımız “Meral’den Beşler’e yüzlerce kadın yoldaşımızın bizlere açtığı yolda büyük bir onurla yürürken, YDK’nın 1. Kurultayı’nı gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşıyor ve emeği geçen bütün yoldaşları -özellikle tutsak yoldaşları-selamlıyoruz” sözleriyle başladı.
“Biz kadınlar suskunduk, edilgendik, karar alan değil uygulayandık, ‘erkek gibi’ kadınlardık. ama hiçbir zaman tam anlamıyla sadece kadın ve sadece devrimci kadın olamadık” denilen açılış konuşmasında “Kadının devrimin ‘yardımcı unsuru’ değil, asli unsuru olduğunu kavramaya başladığımız ölçüde kadın sorununu da kavramış ve örgütlenmede çözüm için bir adım atmış olacağız” denildi.
Kurultayın gerçekleştirildiği 2-3 Şubat tarihinin “tesadüfi” olmadığının altı çizilen konuşmada, Beşler’in şehit düştüğü tarihin seçilmesindeki anlamı “Bizler bugünü yas tutma günü değil, onların mücadelesini devralma günü olarak görüyoruz. Onlar bizim varlık nedenimizdir” denilerek belirtildi.
Açılış konuşmasının ardından başta Beşler ve Paris’te katledilen 3 yurtsever kadın olmak üzere tüm devrim ve demokrasi mücadelesinde şehit düşen kadınlar şahsında saygı duruşunda bulunuldu.
“Ataerkiyi üreten sistemlerin karşısında olalım”
Ardından ilk atölye olan “Ataerki” tartışılmaya başlandı.
Yapılan sunumun ardından tartışmalara geçildi. Tartışmalarda en öne çıkan “inceltilmiş erkeklik”in ne anlama geldiği oldu. İnsanların devrimci-demokrat saflarda örgütlenmesinin var olan ataerkil sistemden bağımsız bir duruma gelmeyeceğinin altı çizilirken, bu kavramın doğru olmadığı, “bu kavramla karşılamaya çalıştığımız mesele, aslında devrimci-demokrat saflarda erkekliğin yeniden üretilmesinden öte bir anlam ifade etmiyor. ‘İnceltilmiş’ demek durumu bazen durumu yumuşatan ve erkekler açısından ‘övgü’ye denk düşüyor” sözleri ile belirtildi.
Kadın meselesine duyarlı olmakla bu konuda bilinçli olmak arasında ciddi bir farkın olduğu belirilen konuşmalarda, bu iki durumun eşitlenmeye çalışıldığı durumlarda ataerki ile mücadelenin önünde engel olunduğu belirtildi.
Ataerkinin en önemli “müttefiklerinden” birinin de bu sistemi benimseyen kadın olduğunun altının çizildiği tartışmalarda “bu konuda ataerkiyi üreten noktada kendimizle mücadele etmeliyiz” vurgusu yapıldı.
“Var olan durumdan rahatsızız”
Bir sonraki sunum “Aaterki”nin bir alt konusu olarak, “Toplumsal Cinsiyet” üzerine gerçekleşti. Kavramın ne anlama geldiği ve günlük yaşamda deneyimlediğimiz, canıtımızı acıtan örnekleri konuştuğumuz bölümde “Örgütlenene kadar normal karşıladığımız bu durumdan, örgütlendikten sonra rahatsız olmaya başlıyoruz” denildi. Bu “rahatsızlığımızn” ve “var olan durumu kabullenmeyişimizin” bir sonucu olarak bugün bu tartışmaları yapmamız gerektiğini belirttik.
THY işçilerinin yapacağı basın açıklamasına destek vermek amacıyla ara verdiğimiz bölüm öğleden sonra devam edecek.
Resimler için bakınız:
http://ozgurgelecek.net/foto-galeri.html?func=viewcategory&catid=80